T.C. Cumhurbaşkanlığı'na;

SUNAN               : Adnan OKTAR

VEKİLİ                 : Av. Mert ZORLU

KONU                : Adnan Oktar davasında küçük yaş müşteki olarak adı geçen Serra MohammadValipour'un, küçük yaşlarından itibaren kolay iftira atabilen sorunlu bir çocuk olduğuna dair tanık beyanlarıyla desteklenmiş dilekçemizin sunumudur.


KÜÇÜK YAŞ MAĞDUR YALANI
SERRA MOHAMMADVALİPOUR
-5-

Sayın Cumhurbaşkanımız,

Adnan Oktar davasında küçük yaş mağdur görünümü ile ortaya çıkarılan Serra MohammadValipour, gerçekte kişilik olarak oldukça problemli ve saldırgan bir çocuktur. Geçmişte sergilediği davranış bozuklukları karakteriyle birlikte değerlendirildiğinde bu durum çok daha iyi anlaşılmaktadır.

Yaşamındaki hadiseler, ortaya çıkan yalanlar, tanık beyanları ve bu davada ifşa edilmiş olan kapsamlı iftiralar ile birlikte değerlendirildiğinde Serra MohammadValipour, küçük yaşından itibaren dikkat çekici şekilde SORUNLU KİŞİLİK YAPISINA SAHİP OLAN, menfaatperestlik adına KENDİ AKRANLARINDAN BİR HAYLİ FARKLI davranan, KOLAY İFTİRA ATABİLEN VE BUNUN SONUÇLARINDAN KORKMAYAN oldukça PROBLEMLİ BİR ÇOCUK olarak karşımıza çıkmıştır.

Bunun en önemli delillerinden biri, Serra'nın kendi öz kuzenine cinsel saldırı iftirası atmış olmasıdır:

Serra Mohammadvalipour'un Öz Kuzenine
Cinsel Saldırı İftirası Atması

Adnan Oktar davası kapsamında, kendi öz kızı adına yapılmış olan bir şikayet üzerine tutuklanmış ve bu davada sanık sıfatı almış olan anne Dilek Çelikten, kızı Serra MohammadValipour tarafından kendisine yapılan suçlamalarla ilgili olarak dosyaya bir kısım tanık beyanları sunmuştur. Serra MohammadValipour’un müvekkil hakkında bu dosyada yalan beyan verdiğine dair delillerimizi destekleyen bir tanık beyanı, Serra MohammadValipour’un kuzeni Hüsnücan Çelikten’e aittir.

Serra MohammadValipour, henüz oldukça küçük yaşlardayken kuzeni Hüsnücan’ı, kendisini kömürlükte sıkıştırmakla suçlayarak aleni şekilde cinsel içerikli bir iftira atmıştır. Konuyla ilgili yazışma içeriği şu şekildedir:



HÜSNÜCAN ÇELİKTEN:

SERRA MOHAMMADVALİPOUR:

SERRA MOHAMMADVALİPOUR:

Görülebildiği gibi Serra MohammadValipour, öz kuzeni Hüsnücan’a dahi cinsel iftirada bulunabilmekte, Hüsnücan’ın kızgınlığı karşısında da onu DAVA AÇMAKLA tehdit etmektedir. Oldukça küçük yaşlarındaki bir çocuğun BÖYLESİNE KAPSAMLI BİR CİNSEL İFTİRADA BULUNABİLMESİ, bunu HİÇ ÇEKİNMEKSİZİN KENDİ ÖZ KUZENİNE YÖNELİK OLARAK YAPABİLMESİ, aile içinde attığı bu iftiranın KENDİSİNE YÖNELİK OLARAK OLUŞTURACAĞI DURUMDAN DOLAYI HİÇBİR KAYGISININ OLMAMASI ve en nihayetinde KUZENİ HÜSNÜCAN’I KENDİSİNE DAVA AÇMAKLA TEHDİT EDEBİLMESİ ciddi anlamda şaşırtıcıdır. İftira, yalana başvurma, insanları ve ailesini aldatma ve dava açmakla tehdit etme, dahası “davaları sevme” o yaştaki bir çocuktan beklenebilecek hamleler değildir. Bütün bunlar, daha önce açıklamış olduğumuz gibi, Serra MohammadValipour’un akranlarından farklı bir şekilde İNTİKAMCI, İFTİRACI VE TEHLİKELİ bir kişiliğe sahip olduğunun teyididir.

Hüsnücan'ın babası Mustafa Çelikten de, kızkardeşi Dilek Çelikten'in soruşturma dosyasına sunduğu 18.07.2021 tarihli tanık beyanında durumun vahametinden şöyle bahsetmiştir:

Bu konuyla ilgili Hüsnücan Çelikten de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir tanık beyanı sunmuş ve mesaj görüntüleriyle anlaşılan bu olayları kendisi anlatmıştır.

Bu tanık beyanında Hüsnücan Çelikten, Serra’nın;

  • Oldukça küçük yaşlardan itibaren çok SORUNLU BİR YAPISI OLDUĞUNU,


  • Kendi annesine, Hüsnücan’ın annesine, akrabalarına HAKARET ETTİĞİNİ, KÜFRETTİĞİNİ, annesinin tüm iyi niyetine karşın onun hakkında çok KÖTÜ KONUŞTUĞUNU, hatta gıyabında “KÖPEK” diye hitap ettiğini belirtmektedir.

Hüsnücan Çelikten, Serra’nın bu tutumuna rağmen anne Dilek Çelikten’in Serra’ya çok iyi davrandığını, üzerine titrediğini, her istediğini yaptığını söylemektedir. Hüsnücan, anne Dilek Çelikten’in Serra’ya kötü davrandığına HİÇ ŞAHİT OLMADIĞINI ifade etmektedir.

Hüsnücan Çelikten, Serra’nın kendisine iftira atmasının nedeni olarak Serra’nın kıskançlığını gerekçe göstermektedir. Anne Dilek Çelikten’in yeğeni Hüsnücan’ı çok fazla sevmesinden kaynaklanan bir kıskançlık geliştirdiğini, Dilek Çelikten’in bir keresinde şaka olarak “tüm malvarlığımı Hüsnücan’a bırakacağım” demesine çok öfkelendiğini belirtmektedir.

Serra, bu öfke sonucunda iftiralar atmaya başlamış, ilk olarak ortada hiçbir şey yokken kendisini eve almadıklarını iddia etmiş, ikincisinde de öz kuzeni Hüsnücan’a cinsel içerikli iftira atabilecek kadar ileri gitmiştir.

Serra’nın Hüsnücan’a iftira attığı tarihlerde Hüsnücan dahi oldukça küçük yaştadır. Serra’nın Hüsnücan’dan yaşça daha küçük olduğu dikkate alındığında o yaşlardaki bir çocuğun böylesine kapsamlı ve cinsel içerikli bir iftirayı aileden birine atabilmesi şaşkınlık uyandırıcıdır. Nitekim Hüsnücan da tanık beyanında “bu olayı duyunca ben ve bütün ailem şok olduk. Serra’nın ne kadar YALANCI olduğunu o zaman anladık” demektedir.

Hüsnücan, kendisi de benzer iftiraya maruz kaldığı ve Serra'nın öfkelendiğinde veya kıskandığında yalana meyilli olan bu yapısını çok iyi bildiği için "halamla ilgili attığı bu iftiraları açıkçası çok garipsemedim. Çünkü yapısını iyi biliyorum. SERRA'NIN ÇOCUKLUĞUNDAN BERİ PSİKOLOJİK OLARAK SORUNLU BİR KIZ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM" demektedir.

Hüsnücan ayrıca beyanında, Serra ile 2018 yılında görüştüğünü ve annesi ile ilgili bu sözde cinsel istismar konularından HİÇ BAHSETMEDİĞİNİ de belirtmiştir. Hüsnücan, böyle bir konudan bahsetmediği gibi hatta A9 TV ziyaretinden dolayı Serra'nın kendisine hava attığını belirtmektedir. Orada çektirdiği fotoğrafları Hüsnücan'a göstermiştir ve Hüsnücan'ın ifadelerine göre HAYATINDAN GAYET MEMNUNDUR.

Bir başka deyişle Serra, cinsel tacize uğramış bir insan portresine kesinlikle UYMAMAKTADIR. Kuşkusuz ki, bir insanın cinsel tacize uğradığını iddia ettiği bir yer, dönem ve kişiler hakkında karşı tarafa hava atarak bahsetmesi hayatın doğal akışına aykırıdır. Söz konusu durum Hüsnücan'ın da dikkatini çekmiştir.

Açıkça görülebileceği gibi Serra MohammadValipour’un müvekkile ve kendi öz annesine yönelik iftiraları İLK DEĞİLDİR. Serra, çok daha küçük yaşlarında dahi kendi öz kuzenini cinsel istismar ile suçlayacak kadar iftiraya yatkın kişiliktedir. Daha önce delilleriyle belirttiğimiz gibi, Serra MohammadValipour, küçük yaşlarından itibaren son derece sorunlu bir kişiliğe sahip olduğu için kolaylıkla YALAN SÖYLEYEBİLMEKTE, bunun sonucunda zarar gören insanlar olup olmamasını UMURSAMAMAKTADIR. Zarar gören kişilerin akrabaları, hatta kendi ÖZ ANNESİ olması dahi onu İLGİLENDİRMEMEKTEDİR. Müvekkile bu kapsamlı iftirayı atan Serra MohammadValipour’un, KLİNİK ANLAMDA İNCELENMESİ ve bir çocuktan beklenenin ötesinde TEHLİKE ARZ ETTİĞİNİN TESPİT EDİLMESİ gerekmektedir.


Serra MohammadValipour'un Küçük Yaşlarda Şiddet Eğilimi

Serra, müvekkille tanışmasından (2013 yılı Temmuz ayı) aylar önce, İsviçre'de okuldayken bir arkadaşının elini "kasıtlı olarak" kapıya sıkıştırmıştır. Çocuk acıyla bağırırken onu sakince izlemiş ve kendisine yardım bile etmemiştir. Bunun suçunu da çocuğa yıkmaya çalışmıştır. Bu gaddarane eylem Serra'nın o dönemde yatılı olarak kaldığı KESB (Kinder- und Erwachsenenschutzbehörde) kurumu raporunda şöyle yer almıştır:

KESB raporundan:

"2013 Haziran: Serra bir çocuğun elini çıkış kapısına sıkıştırıyor. Tamamen duygusuz bir şekilde acıyla bağıran çocuğu izliyor ve omuzlarını silkerek: “Ona çekil dedim. Çekilmezse kendi suçu.” diyor. (Eli sıkışan çocuğun tedavi için doktora götürülmesi gerekti.)

"Şubat 2014: Öğretmeni istediği için diğer çocuklarla konuşmak zorunda kaldığını, kendisinin ise bunu çok gereksiz bulduğunu söyledi."

Çeşitli psikolojik tetkikler sonucunda KESB'li yetkililer, Serra'nın ruh halini, kişilik yapısını ve sosyal durumunu aydınlatacak bazı önemli unsurları not etmişlerdir. Serra'nın bir kısım sorulara verdiği hayli ilginç cevaplar kurum tarafından oldukça "garip" olarak nitelendirilmiş ve o yıllarda 10-11 yaşlarında olan bir çocuğun verebileceği cevapların ötesinde olarak değerlendirilmiştir.

ŞUNU BELİRTMELİYİZ Kİ, SERRA'NIN GADDARCA DAVRANDIĞI HAZİRAN 2013 TARİHİ, DOSYAMIZA KONU OLAN CİNSEL İSTİSMAR FİİLİ İDDİASI İÇİN ÖNE SÜRÜLEN TEMMUZ 2013'TEN ÖNCEKİ BİR TARİHTİR. DOLAYISIYLA, SERRA'NIN BU PSİKOLOJİK SORUNLARININ MÜVEKKİL ADNAN OKTAR İLE TANIŞMADAN ÇOK DAHA ÖNCE VAR OLDUĞU AÇIKTIR.


Serra MohammadValipour'un Sorunlu Kişiliğiyle İlgili Tanık Beyanları

Tanık beyanlarına göre Serra, ilgili bir annenin kızı olarak yetişmiş, İsviçre'de iyi bir eğitim görmesi için annesi elinden geleni yapmıştır. Serra, İsviçre'de kendisini seven bir anne ve kendisinin de çok sevdiği üvey baba ile birlikte nezih ve mutlu bir hayat sürerken (bunlar kendi ifadeleri ve yazışmaları ile de sabittir), bir anda İran'a babasının yanına kaçmaya karar vermiştir.

  • Babasının yanına kaçmak için BABASIYLA BİRLİKTE PLAN YAPMIŞTIR ve annesinden habersiz kaçış planını uygulamıştır.
  • Velayetini babasının alabilmesi için 11 yaşındayken aile mahkemesine ÖZ ANNESİYLE İLGİLİ YALAN SÖYLEMİŞTİR.
  • İran'da 15 ay kaldıktan sonra artık babasının yanında da kalmak istememiş, babasının ailesine sorun çıkarmış ve İsviçre'ye dönmüştür.
  • Annesini özlediğini söylemiş, annesiyle kalmaya başlamış ancak annesinin müvekkille görüşmesine izin vermemesi üzerine bu defa okulundaki öğretmenlerine ANNESİNİ ŞİKAYET EDEREK EVDEN AYRILMIŞTIR.
  • Devlet yurdunda kalmaya başlamış, yanına verildiği 3 KORUYUCU AİLENİN ÜÇÜNE DE İFTİRA ATARAK onların yanından da ayrılmıştır.
  • Kurumdan da ayrılmak istemiş, Çocuk Esirgeme Kurumu'na gitmiş, orada da barınamayarak KESB'e geri dönmüştür.
  • Bu süre boyunca sürekli olarak PSİKOLOJİK DESTEK GÖRMÜŞTÜR, çocuklar için psikolojik destek kurumlarında kalmıştır.

Bulunduğu yerde BARINAMAMA, uzun süre SABİT BİR YERDE KALAMAMA, etrafındaki insanları BEĞENMEME ve onları SUÇLAYARAK, İFTİRA ATARAK YANLARINDAN UZAKLAŞMA İSTEĞİ en küçük yaşından itibaren Serra'nın hayatının her döneminde var olmuştur. Bunları yaparken, GERİDE BIRAKTIĞI İNSANLARIN ANNESİ, BABASI VEYA SEVDİKLERİ OLDUĞUNU HİÇ UMURSAMAMIŞTIR.

İftira, Serra'nın hayatında çok küçük yaşlarından itibaren var olmuş bir alışkanlıktır. Hoşlanmadığı durumla karşılaştığında karşı tarafı suçlayacak konuları hemen bulabilmekte ve iftira yoluyla olmadık hikayeler üretebilmektedir. Oldukça küçük yaşlarda KENDİ ÖZ KUZENİNE ATTIĞI CİNSEL İSTİSMAR İFTİRASI, belki de bunların en belirginlerindendir.

Attığı iftiralar sonucunda, ANNESİNİN DAHİ HAPSE KONULMUŞ OLMASINI UMURSAMAMAKTADIR.

Serra'nın ailesinden ve yakın çevresinden alınan tanık beyanları, Serra'nın bu kişilik özelliğinin çok küçük yaşlardan beri belirgin olduğunu ispatlamaktadır:

Aydanur Çelikten:

Kuzeni Aydanur Çelikten, Serra'nın kişiliğini tanımlarken, onun,

  • Kimse tarafından sevilmediğine inanarak NEFRETLE büyüdüğünü,
  • Kimsenin yanında BARINAMADIĞINI,
  • KİMSEYE GÜVENEMEDİĞİNİ,
  • Bazı durumlarda YALAN SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEYEN bir çocuk olduğunu

Elif Mahinur Akıncı:

Anne Dilek Çelikten'in arkadaşı Elif Mahinur Akıncı, Serra’yı tanıyan diğer arkadaşı ile Serra’nın 10 yaş altında bir çocuğa göre AYKIRI OLDUĞUNU konuştuklarını beyan etmiştir. SERRA’NIN HAYATA BAKIŞININ NORMAL OLMADIĞINI NET OLARAK GÖRDÜĞÜNÜ, Serra’nın tavırlarının altında KLASİK BİR ÇOCUK ZEKASINDAN FARKLI BİR PSİKOLOJİK DURUM olduğunu fark ettiğini beyan etmiştir.

Elif Mahinur Akıncı, SERRA’NIN EBEVEYNLERİ SUÇLAMA ARZUSU ve ALIŞKANLIĞI olduğunu ifade etmektedir:

Mervenur Çelikten:

Serra'nun kuzeni Mervenur Çelikten ise, boşanmış bir anne-babanın çocuğu olmanın Serra’yı içsel mücadelelere sürükleyerek İNSANLARA ZARAR VERME ve ONLARA ÜSTÜN OLMA DÜRTÜSÜNE itmiş olabileceğini beyan etmiştir.

Mervenur Çelikten, bu durumun Serra’nın yaşıtlarından büyük davranmasına ve GÖZLE GÖRÜLÜR BİÇİMDE FARKLI OLMASINA neden olduğunu düşündüğünü beyan etmiştir.

Mervenur Çelikten’e göre Serra’nın dikkat çekici yönleri;

  • İNİTKAMCI RUHU
  • AKLININ SINIRLARINI DENEME ARZUSU
  • YAPTIĞI ANORMALLİKLERLE SES GETİRME İSTEĞİ
  • HIRSLI YAPISI
  • MANEVİ DOYUMSUZLUĞUDUR.

Aysel Çelikten:

Serra'nın yengesi Aysel Çelikten ise, Serra’nın çok küçük yaşlarda komşuları ile aralarında “LAF TAŞIDIĞINI”, “SÖYLENMEMİŞ CÜMLELERİ SÖYLENMİŞ GİBİ GERÇEKÇİ BİR ŞEKİLDE AKTARDIĞINI” yani İNANDIRICI YALANLAR SÖYLEDİĞİNİ belirtmektedir:

Aysel Çelikten, Serra’nın DOYUMSUZ ve HİÇBİR ŞEYLE TATMİN OLMAYAN, MUTLU OLMAYAN bir çocuk olduğunu beyan etmiştir.

Ayrıca Aysel Çelikten, Serra’nın GEL-GİTLERİ OLAN DENGESİZ BİR KİŞİLİĞE SAHİP OLDUĞUNU, kendisine karşı da DENGESİZ DAVRANIŞLAR sergilediğini, bir hafta sevgi gösterip diğer hafta nefret edecek kadar ani davranış değişimleri yaşadığını beyan etmiştir.

Yengesinin ifadesine göre Serra, kendi isteği olana kadar olayı çok farklı yerlere taşıyabilecek zekada bir çocuktur. Yani istediğini yaptırmak için YALAN SÖYLEYEBİLMEKTE, başkalarına ZARAR VEREBİLECEK hamleler yapabilmekte, İFTİRA ATABİLMEKTE, SINIRLARI RAHATLIKLA AŞABİLMEKTEDİR. Aysel Çelikten'in de açıkça belirttiği gibi bu konuda bir çocuktan beklenmeyen bir akıl kullanmakta ve kıvrak zeka özellikleri ile olayı KARŞI TARAFI SUÇLAYACAK ŞEKLE DÖNÜŞTÜRÜP dediğini yaptırmaktadır:

Tanık beyanlarından da çok iyi anlaşılabileceği gibi Serra, küçük yaşlarından itibaren kendi ailesinin yanında da SORUNLU, İFTİRACI, YALANCI olarak tanınan bir çocuktur. Kendi akranlarından tamamen farklıdır. Dolayısıyla bu davada müvekkile, hatta kendi annesine iftirada bulunması aile çevresinde dahi garip karşılanmamıştır. Yargıtay içtihatlarının, çevresindeki insanlara ve hatta kendi öz anne-babasına iftira atan çocuk örnekleriyle dolu olduğu unutulmamalıdır.

Serra MohammadValipour'un istismar iddialarıyla ilgili yalan söylediğine dair bu önemli delili de takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.

Adnan Oktar Müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski