İSTANBUL 30. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO               : 2024/414 E.

SUNAN                     : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ                  : Av. Mert ZORLU

KONU                        : Mehdi'nin gelişi ile İslam tüm hurafelerden arınacaktır. Müvekkil, özellikle günümüzde hurafeler nedeniyle büyük zorluklar içinde olan İslam aleminin, Mehdi'nin gelişi ile İslam'ın özüne döneceğini hadisler ışığında açıklamaktadır.

AÇIKLAMALAR:

Şimdiye kadar Sayın Mahkemenize sunulan dilekçelerden de anlaşılacağı gibi müvekkil, bu zamana kadar, Mehdi'nin gelişi ile çok büyük müjdelerin gerçekleşeceğini açıklamış ve bu güzelliğin neden engellenmeye çalıştığının sorgulanması gerektiğini izah etmiştir. Mehdi'nin gelişi ve bu gelişin anlatılması NEDEN BİR KISIM ODAKLARI RAHATSIZ ETMEKTEDİR? Bu zuhurun gerçekleşmesi tüm dünyaya ferahlık getirecek bir güzelliktir; o halde NEDEN BUNDAN BAHSEDİLMESİ ENGELLENMEYE ÇALIŞILMAKTADIR? Müvekkil bu soruların sorulması gerektiğine inanmaktadır; çünkü bunlara verilecek cevaplar, İngiliz derin devletinin sinsi planlarını ortaya çıkaracaktır. Bu soruların dava konusu ile ilgili olmadığı iddiası ise geçersizdir. Çünkü, daha önce de defalarca izah ettiğimiz ve Sayın Mahkemenizin de çok iyi bildiği gibi, iddianamede herhangi bir sonuca varamayan "amaç suç" bölümü, baştan sona bu konu üzerine bina edilmiştir ve iddianame ve yargılamanın tüm aşamaları Mehdilik konusuna bağlanmıştır. Asıl rahatsızlığın, müvekkilin savunduğu Kuran anlayışı ve Mehdi'nin gelişini müjdelemesi olduğu anlaşılmıştır.

Önceki dilekçelerimizde de belirttiğimiz gibi, bu rahatsızlığın kim tarafından ve neden duyulduğunun soruşturulması gerekmektedir. Müvekkil, baştan beri, kurduğu deccali sisteme zarar gelmesini istemeyen İngiliz derin devletinin bu konudan çok rahatsız olduğunu dile getirmekte ve bu kumpasın bu nedenle kurgulandığını izah etmektedir. Ancak arka plandaki bu gerçeği bilmeyenler, manipulatif izahlarla aldatılmış durumdadırlar. Müvekkil, bu durumu ortaya çıkarmak ve gizlenmeye çalışılan müjdeleri açıklamak için bu dilekçeleri takdire sunmaya devam edecektir.

-10-
Mehdi'nin Gelişi ile İslam Hurafelerden Arınacaktır

Müvekkilin ısrarla dikkat çektiği gibi, günümüzün en büyük yaralarından bir tanesi, İslam'ın özünden uzaklaştırılması ve bunun yerine hurafelerin din adına uygulanmasıdır. Bunun zeminini geliştiren de yine İngiliz derin devletidir. Özellikle İslam toplumlarının ciddi güç kaybediyor hale gelmesi, Müslüman ülkelerin parçalanma tehlikesiyle ve iç çatışmalarla boğuşması ve pek çok ülkede halkın tüm yaşam sevincini yok eden bağnazlığın din olarak benimsenmiş olması, müvekkile göre ÖZEL BİR PROJENİN ürünüdür. Müvekkil; İngiliz derin devletinin, Afganistan, Suriye, İran ve Irak gibi ülkelerde başardığı bu bağnazlaşma ve bunun sonucunda da gerileme politikasının özel bir plan dahilinde uygulandığını anlatmış, hatta bunu "Üst Akıl: İngiliz Derin Devletinin İçyüzü" kitabında da ayrıntılarıyla anlatmıştır.

Müvekkilin dikkat çektiği şekilde, bağnazlık tehdidi, Türkiye'nin de karşısına çıkmıştır ve halen ülkemizde bağnazlıkla mücadele devam etmektedir. İngiliz derin devleti, Türkiye topraklarında amacını tam olarak yerine getiremese de, yine de başarısız sayılmamaktadır. Ülkemize de tehdit olan bu tehlike, İNSANLARIN ALLAH'I SEVMESİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL OLMASININ YANINDA, YERYÜZÜNDEKİ ACIMASIZLIĞIN VE SEVGİSİZLİĞİN VE AYNI ZAMANDA İSLAM'A KARŞI GELİŞEN ÖFKENİN en büyük sebepleri arasındadır.

Müvekkil, bağnazlığın temsilcisi olan bir kısım kişilerin deccale tabi olacaklarının hadiste bildirildiğini ifade etmektedir:

"Resulullah (sav): ÜMMETİMDEN BAŞLARI SARIKLI 70 BİN KİŞİ DECCALA TABİİ OLACAKTIR." (Ebu Bekir Abdürrazzak b. Hemmam, Abdürrazzak es San'ani, El Musaannef, XI, 393)

"Başları sarıklı 70 bin kişi" ifadesi ile vurgu yapılan husus, gelenekçi muhafazakar zihniyeti temsil eden bir kısım kişilerdir. Bu kişiler, hadiste işaret edildiği gibi, bilerek ya da bilmeyerek deccalin izinden gideceklerdir.

Bilindiği gibi müvekkil, bağnazlığa karşı fikri olarak yıllardır çabalamakta, Peygamberimizin, Kuran'daki İslam'ı tebliğ ettiğini ve İslam'ın uygulanması konusunda sadece Kuran'a bakılması gerektiğini tüm detaylarıyla anlatmaktadır. Müvekkil, hurafelerin İslam dünyası için ne büyük bir felaket olduğunu en etkili şekilde anlatan kişilerin başında gelmektedir. Zaten İngiliz derin devletinin müvekkili susturma operasyonunun temel nedenlerinden biri de MÜVEKKİLİN BU GERÇEKLERİ "İNKAR EDİLEMEZ ŞEKİLDE" ORTAYA KOYMASIDIR.

İslam dininin Kuran'a göre yaşanması gerektiği gerçeği müvekkil vesilesiyle pek çok kişiye ulaşmış olsa da, İslam'ın dünya çapında hurafelerden tamamen arınması Mehdi'nin gelişi ile mümkün olacaktır. Bu gerçek hadislerde haber verilmiştir:

Hadislere Göre Mehdi'nin Gelişi ile İslam'ın Hurafelerden Arınacak Olması

RESULULLAH'IN (S.A.A) HER YAPTIĞINI O DA (HZ. MEHDİ (AS) DA) YAPACAKTIR; RESULULLAH (SAV) CAHİLİYET TEMELLERİNİ YIKTIĞI GİBİ O DA (HZ. MEHDİ (AS) DA) ÖNCEKİ TEMELLERİ YIKACAKTIR. O (HZ. MEHDİ (A.S.)), İslam 'ı yeniden baştan alacaktır. (Mikyalu'l Mekarim, c.1, s.57)

Hz. Mehdi (as) HİÇBİR BİDATI BIRAKMAYACAK. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

Hadiste işaret edildiği gibi Mehdi, Peygamberimizin yaptığı şekilde yalnızca Kuran ile hükmedecektir. Yine Peygamberimizin, kendi döneminde kendi topluluğu üzerindeki cahiliye inançlarını yıktığı gibi, Mehdi de, günümüzdeki cahil inançları ortadan kaldıracaktır.

Sonuç

Bağnazlığın tüm dünyadan yok olduğu, insanların din adına kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak göremeyeceği, din adına adam öldüremeyeceği, din adına yasaklar ve kurallar oluşturamayacağı, dini gerekçe göstererek nefret, öfke, sevgisizlik yayamayacağı, din adına sanattan, estetikten, bilimden, güzellikten, yaşamdan nimetlerden uzak kalamayacağı, din adına helalleri haram haline getiremeyeceği bir dünyanın oluşması eminiz ki şu anda milyarlarca kişinin hayalindedir. Müvekkil, Mehdi'nin gelişi ile bu hayalin gerçek olacağını ve bunun da çok yakın olduğunu izah etmiştir. Bu, herkes tarafından bilinmesi gereken, duyulması gereken bir müjdedir. Bu müjdenin susturulmasının ardındaki art niyet mutlaka görülmelidir. Müvekkil ve arkadaşlarının yaşadığı kumpas, çapı çok geniş olan, deccali düzeni hakim edenlerin planı olan büyük bir kumpastır.

Müvekkilin yukarıdaki görüşlerini Sayın Mahkemenizin takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz. 26.05.2025

Adnan Oktar müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski