İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO               : 2024/74 E.

SUNAN                      : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ                  : Av. Mert ZORLU

KONU                        : Müvekkilin yargılanmakta olduğu ana davada yer alan kapsamlı suçlamaların, 6 yıldır ne basında ne de kamuoyunda hiç gündem olmaması ve bunun yerine müvekkille ilgili sadece magazin konularının gündeme getiriliyor olmasının, halkın kumpasa inanmadığının açık kanıtı olduğuna dair dilekçemizin sunumudur.

AÇIKLAMALAR:

Bilindiği gibi huzurdaki dava, müvekkilin yargılandığı ana davanın bir devamı niteliğinde açılmıştır. Ana dava ise, müvekkil ve arkadaşlarının çok çeşitli şekillerde ispat ettiği üzere, birbirinden farklı oldukça fazla sayıda suçlamanın mantıksız ve en önemlisi delilsiz şekilde bir araya getirildiği bir kumpas davası olarak şekillendirilmiştir. Kumpasa dair delillerimizin bir kısmı Sayın Mahkemenize sunulmuştur ve sunulmaya devam edecektir.

Müvekkil ve arkadaşlarına yönelik bir kumpas yargılamasının yapıldığının en önemli delilini, yargılamanın sürdüğü yıllar boyunca, özellikle müvekkil hakkında basında çıkan haberlerden görebilmek mümkündür. Kumpas davası kapsamında müvekkil, husumetli müştekilerin iftiralarına dayanarak, askeri casusluktan, küçük yaş çocuk istismarına kadar akla gelen her türlü suçlamayla karşı karşıya bırakılmıştır. Yine bu konular, müvekkil aleyhine hiçbir delil olmamasına rağmen, söz konusu husumetliler tarafından ilgili ilgisiz her yerde sürekli olarak suni gündem yapılmıştır. Ancak ilginçtir ki BASIN, BU KONULARLA İLGİLENMEMİŞTİR BİLE. Son 6 yıldır müvekkille ilgili basında çıkan haberlere baktığımızda sadece magazin konularının gündem yapıldığına şahit oluyoruz. Dikkat edilirse, son 6 yıldır müvekkil hakkındaki yegane haberler, kendisinin ne kadar lüks ve şatafat içinde yaşadığı, yaşamış olduğu villanın ihtişamı, geçmiş A9 TV yayınlarından akılda kalıcı bazı bölümler vb. şekilde olmaktadır.

Örneğin, bir Rus iş adamının satın aldığı Kandilli'deki ev ile ilgili haberler, müvekkilin 6 yıldır bu evle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, yine müvekkilin ismi ile verilmiştir. Ünlü sanatçı Ahu Tuğba'nın vefat haberleri, müvekkilin sanatçımızla yapmış olduğu görüşmeler referans gösterilerek verilmiştir. Haberlerde müvekkilin ismi, genellikle giydiği marka kıyafetlerle, takmış olduğu kemerlerle gündeme getirilmektedir. Bunların yanı sıra, Kuran'ın yeterliliği ile ilgili her tartışmada, evrimin geçersizliğinin konu edildiği her haberde müvekkilin mutlaka ismi geçmektedir. Canlıların, milyonlarca yıl boyunca değişmemiş olan fosilleri gündem olduğunda, sadece ve sadece müvekkil akla gelmektedir. Basında müvekkil sürekli gündem olmaktadır ve gündem olduğu konular genel olarak hep bu içeriktedir.

Ancak müvekkilin herhangi bir küçük yaş mağdura sözde istismarı, sözde silahlı bir örgüt kurucusu olması, bu örgütün silahlarla insanları tehdit etmesi, sözde casuslukta bulunması ve bunun gibi iddianameye konu olmuş olağanüstü ağır suçlamalarla ilgili BASINDA TEK BİR BAHİS DAHİ GEÇMEMEKTEDİR.

Küçük bir çocuğa taciz/istismar mevzu bahis olduğunda, Türk halkının galeyana gelmediği hiçbir an olmamıştır. Böyle bir iddia söz konusu olduğunda, ülkenin gündemini sadece bu konu oluşturur ve haber ajanslarından özel platformlara, STK'lardan sosyal medyaya kadar tüm mecralarda yer yerinden oynar. Bu, milletimizin bu konulara gösterdiği özel hassasiyetin bir sonucudur ve olması gerekendir. Keza milletimizin bu hassasiyeti çok iyi bilindiği için, husumetli müştekiler tarafından müvekkile yönelik olarak özellikle küçük yaş mağdur yalanı ortaya atılmıştır. Husumetli müştekiler, delilini getiremedikleri bu yalanın, kamuoyunun infialiyle gündem yapılacağına inanmışlardır. Bunun için de özel bir çaba sarf etmişler, kiraladıkları bir kısım basına 6 yıl boyunca geceli gündüzlü bu konuda demeçler verip, küçük yaş mağdur yalanını kesintisiz olarak gündeme getirmiş, bu yalana türlü çeşit yalanlar ekleyip çaresiz bir gündem oluşturma telaşına düşmüşlerdir.

Ancak halkı en çok galeyana getirecek bu konu, MÜVEKKİL SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DİKKATE DAHİ ALINMAMIŞTIR. ÇÜNKÜ BUNA KİMSE İNANMAMIŞTIR. Halk nezdinde böyle bir konuya en ufak bir ihtimal dahi verilmiş olsa, gündemin sadece bu olacağı açıktır. Buna inananlar olsa, gündemin, müvekkilin eskiden yaşadığı villa veya giydiği şık kıyafetler, yaşadığı gösterişli hayat OLMAYACAĞI açıktır. Ortada gerçekten küçük yaşta bir mağdur olsa, kimsenin villa, para, kıyafet konularını gündem YAPMAYACAĞI izahtan varestedir.

Aynı durum dosyadaki diğer suçlamalar için de geçerlidir. Halkımız gerçekten silahlı bir suç örgütü olduğuna inansa ve bu örgütün liderinin müvekkil olduğuna kanaat getirse, müvekkil hakkında magazin haberleri yayınlamak veya onları okumak en son akla gelecek şey olacaktır. Müvekkile yöneltilen suni suçlamaların amacı, halkın nezdinde müvekkile yönelik korku ve öfke oluşturabilmektir. Ancak halk da basın da, müvekkille ilgili sadece ÖZLEMİNİ HİSSETTİREN ve HOŞA GİDEN konuları gündem yapmaktadır. Bir başka deyişle, MÜVEKKİLE YÖNELİK YALAN SUÇLAMALARIN AMACI YERİNİ BULMAMIŞTIR. Halk da basın da, müvekkilin bir silahlı suç örgütü lideri olduğuna İNANAMAMAKTADIR.

Müvekkil ve arkadaşlarına yönelik kumpas, büyük bir galeyan oluşması umuduyla kurgulanmış ve bu kumpasın, müvekkil ve arkadaşları aleyhine basında başlatılan yaygara ile başarılı olacağı sanılmıştır. Ancak halkımız, basiretlidir. Yalanı, oyunu, kumpası, haklıyı, haksızı hemen anlamaktadır. İşte bu nedenle basın, halkın nezdinde müvekkile yönelik suçlamaların bir haber değeri olmadığını hemen anlamıştır. Halk, inanmadığı yalanları okumak istememiş, onun yerine müvekkil hakkında hoşa giden, özledikleri konuları görmeyi tercih etmiştir.

Halkın nezdinde dahi kabul görmemiş olan bu suçlamaların hala ayakta tutulmaya çalışılması Türk hukukuna olan güveni ve saygıyı ciddi şekilde zedelemektedir. Bu önemli konuyu takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.25.09.2024

Adnan Oktar müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski