![]() |
Müvekkil Adnan Oktar'ın, son günlerde tekrar gündeme gelen Türkiye'nin Türk-İslam aleminin lideri olması hedefi konusuyla ilgili yapmış olduğu son açıklamaları kamuoyunun takdirine sunuyoruz.
Türkiye, hem Türklük aleminin kalesi hem de İslam aleminin kalbi olması hasebiyle, geçmişten beri Türk-İslam aleminin kurtuluşu ve feraha ermesi konusunda önemli bir misyon edinmiştir. Çalışmalarımızı yakından takip edenler çok iyi bilirler ki, bu misyonun yerine getirilmesi için geçmişte tarafımızca çok önemli etkinlikler yapmış, yazı ve kitaplar yayınlamış ve özellikle gençlerimizi bu önemli hedefe yakınlaştırmak için çok önemli atılımlar yapmış bulunuyoruz. Türkiye'nin liderliğinde bir Türk-İslam birliği, her daim ülkümüz olmuştur.
Bu birlik Türkiye'nin liderliğinde olacaktır; çünkü Türkiye, gerek geçmişten beri Türklük aleminin bayraktarlığını yapmış olması, gerekse Osmanlı'nın varlığından itibaren hilafetin merkezi olması nedeniyle, tüm Türk-İslam aleminin ağabeyi konumundadır. Bunun bir tezahürü olarak geçmişten günümüze Türk-İslam alemi çözümü daima Türkiye'den beklemiştir. Şu anda da bu beklentileri devam etmektedir.
Ancak Türkiye'nin liderliğinde bir Türk-İslam birliği gerçekleşebilmesi için ÖNCE SEVGİNİN İNŞA EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
Türk-İslam birliğinin gerekliliği konusunda izahlarımı yaparken, yıllardan beri önemle belirttiğim bir husus vardır: Bu birliğin bir "SEVGİ BİRLİĞİ" olacağı hususu. Bu konuya tüm konuşmalarımda, kitaplarımda ve makalelerimde özelikle yer vermiş, sevgi üzerine kurulamayan bir birliğin hiçbir gücünün ve devamlılığının olamayacağını özellikle belirtmiştim. Hatta ben ve arkadaşlarıma yönelik polis operasyonundan sadece günler önce, A9 TV kanalındaki şu sözlerim hala akıllardadır:
“Türkiye eğer bölgenin SEVGİ ÖĞRETMENİ olursa o zaman bölgenin lideri olur. Silahla liderlik olmaz. Silahla yola çıkan anında ekarte olur.” (Sn. Adnan Oktar’ın 3 Temmuz 2018 tarihli A9 TV canlı yayın konuşmasından)
Canlı Yayınlarda, Gazete İlanlarında, Konferanslarda Sevgiye Dayalı Türk İslam Birliği Vurgumuz
İslam birliğinin sevgi temelli olması, benim sadece son zamanlarda üzerinde durduğum bir konu değildir. Bu konu, yıllardır hep en önemli gündemimiz olmuştur.
Örneğin, 2008 yılında Milli Değerleri Koruma Vakfı tarafından, konuyla ilgili eserlerimden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarında, birliğin ancak "sevgi" ile inşa edilebileceği şu şekilde açıklanmıştır:
Türk-İslam Birliği, bir SEVGİ BİRLİĞİDİR. MUHABBET BİRLİĞİDİR, GÖNÜL BİRLİĞİDİR. Bu birliğin temeli, sevgi, fedakarlık, yardımseverlik, merhamet, hoşgörü, anlayış ve uzlaşıdır. Ayrıca insana saygı, sanatta, bilimde ve teknolojide en yüksek noktaya ulaşmak birliğin hedefidir. Birliğin kurulmasıyla, sadece Türk toplumları ve Müslümanlar değil, tüm dünya aydınlığa kavuşacaktır.
***
Türk-İslam Birliği dünyaya barış getirecektir. Türk-İslam Birliği öncelikle Müslüman ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları çözüp İslam dünyasına sulh getirecek, öte yandan dünya genelinde çatışma ve savaşı kışkırtan her türlü hareketin karşısında yer alacak, savaşı körükleyen her türlü girişime karşı engelleyici bir güç olacaktır.
***
İslam ahlakının özünde birlik vardır. Allah Kuran'da yeryüzünde bozgunculuğun son bulması için iman edenlerin birbirleriyle dost olmaları, ittifak etmeleri, birlik ve beraberlik içinde olmaları gerektiğini bildirmiştir:
"... Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur." (Enfal Suresi, 73)
Yeryüzünde akan kanın durması, anarşinin, terörün son bulması, Türk-İslam dünyasına refahın, bereketin ve huzurun hakim olması, tüm Müslüman aleminin güvenliğe kavuşması ve dünya barışının sağlanması için Türk-İslam Birliği'nin kurulması şarttır.
***
Türk-İslam Birliği'nde fikir ve ifade özgürlüğü vardır. Her düşünceden ve inançtan insanın hiçbir baskı ve zor ortamı olmadan fikirlerini ifade edebilir. Bu insanların hakları her yönüyle korunur, herkesin düşüncesi hoşgörü ile karşılanır. Türk-İslam Birliği'nin öncülüğünde Müslüman toplumlar, insanların birbirlerinin görüşlerine saygı gösterdikleri, eşitlik, adalet ve hürriyetin egemen olduğu, zulüm ve haksızlığın tamamen ortadan kaldırıldığı toplumlar olacaktır. Ve İslam dünyası sadece Müslümanların huzurunu ve güvenliğini sağlamakla kalmayacak, dünyada kültür ve uygarlığın da önderi konumuna gelecektir.
Katıldığım canlı yayın röportajlarındaki konuşmalarımdan bazı örnekler ise şöyledir:
İslam Birliği, "biz bir araya dostluk için, sevgi için, kardeşlik için, savaşları durdurmak için geldik" anlamında olacaktır. Biz ırk temelli bir birlik arzusu içinde değiliz. Kavgaya dayalı birliktelikler facia olur, bunu asla kabul etmeyiz. Hep sevgi, hep dostluk, hep kardeşlik esas olacak. (A9 TV; 29 Nisan 2018)
İslam Birliği, “birleşip diğer ülkelere tahakküm edeceğiz” diye değil, birleşip dünyaya barış, sevgi, dostluk getirmek içindir. (A9 TV; 17 Nisan 2018)
Allah İslam ümmetine birlik olmayı farz kılmıştır. Bölünme haram. Müslümanlar arasında anlaşmazlık varsa uzlaştırmak farz. Allah birçok ayetle İttihadı İslam’ın farz olduğunu bildirmiştir. (A9 TV; 29 Haziran 2018)
İslam birliğinin amacı barıştır. Bu birlik savaşları, acıları, kavgayı, terörü ortadan kaldırmak için kurulacak. Aslında barış ve dostluk kolay olandır. İnsanların savaşı bu kadar olağan görmesinde anormallik var. (A9 TV; 28 Mayıs 2018)
Müslümanların birlik olması, İslam Birliği’nin kurulması bir KARDEŞLİK BAĞININ VE SEVGİNİN oluşmasıdır. Birlik olalım intikam alalım diye bir mantıkla İslam Birliği olmaz. Birlik olalım, Musevilerle, Hristiyanlarla dost olalım, kardeş olalım, birlikte sevgi içinde yaşayalım istiyoruz. Kuran’a uygun olan budur. Allah’ın istediği budur. (A9 TV; 18 Mayıs 2018)
“Bizim anlattığımız, dünyayı kurtaracak bir Müslümanlık anlayışı. Sevgi var, barış, kardeşlik, iyilik, güzellik, sanat, estetik var, kadınlar baş tacı yapılıyor, kadınlar özgür, çocuklar hür ve özgür, delikanlılar hür ve özgür, her yer neşeli, sevinçli.” (A9 TV; 5 Şubat 2015)
“Müslümanların birlik olması iyi insanların birlik olması anlamındadır. Kavgaların gerilimin bitmesi, güzelliğin kalitenin düzgünlüğün hakim olmasıdır. Gece sokağa çıkmaktan tedirgin olmayacaksın, kapıyı çalacaksın hoş geldin diyecekler sohbet kurulacak. Şu anda dünyada böyle bir güven yok. CENNET GÜVEN VE SEVGİ ÜZERİNE KURULUDUR. Dünyada da bu sevginin, dostluğun, huzurun tecelli ettiği bir güzellik oluşsun istiyoruz. İslam Birliği olduğunda SEVGİ DÜNYAYA HAKİM OLACAK. Her gün kavga, her gün cinayet, her gün hayat pahalılığı, her gün acı, azap, rezalet haberleri yayınlanıyor. Artık ne sanat ne güzellik haberi olmuyor. Çünkü deccaliyet dünyaya uzun süredir hakim.” (Adnan Oktar, A9TV; 12 Aralık 2017)
Türk-İslam Birliği, bir gönül bağı, bir sevgi bağı. Şefkat sevgi ve koruyup kollama üzerine kurulu bir sistem. (Adnan Oktar, Bosna TV, 3 Haziran 2008)
***
MODERATÖR: Diyelim ki, tüm dünyada 10 sene, 15 sene içinde Türk halkı yaşayan adı Türk olan, Türkle başlayan Türkle biten ülke var. Hepsi bir araya geldi. Neticede evrensel bir boyutta dünya üzerinde ne etkisi olacak? Neyi planlayacaklar? Bir araya gelseler, hepsi yuvarlak bir masa etrafında otursalar, ilk konuşacakları şey ne olmalı sizce?
ADNAN OKTAR: Barış, kardeşlik, sevgi, huzur, sanayileşme, zenginlik, refah, adalet, kargaşanın sona ermesi. (Kaçkar TV, 2 Şubat 2008)
***
Herkesin yine devleti dursun, ama bir manevi birlik oluşsun. Bir Türk İslam Birliği. Çünkü bütün Türk ülkeleri de hepsi Müslümandır. Büyük bir coğrafyada çok büyük bir denge unsuru olur bu. Bir kere bunu en büyük faydası terör hemen anında durur. Terör diye bir konu kalmaz. Yani dünyada silinir terör bir. İkincisi ekonomi müthiş canlanır. Fakat en önemlisi MANEVİ FERAHLIK VE HUZUR meydana gelir. Yani herkesin kafası dingin olur. Dinsiz de rahat eder, dindar da rahat eder. (Adnan Oktar, MPL TV, 23 Nisan 2008)
Ülkeler arasındaki diyalogun temeli “ben seni kayıtsız şartsız seviyorum” olmalı. “Milli çıkarlar, ortak menfaatler” diye cümleye başlanmamalı. Karşılığında bir talepte bulunarak sevgi gösterilmez. Karşılıksız sevgi göstermek önemlidir. Ülkelerin “çıkarından” bahsedildiği bir ortamda sevgi kalmaz. Sadece sevgini, dostluğun, arkadaşlığını, güvenliğini istiyorum diyerek bağlantı kurulmalı." (A9TV; 23 Aralık 2017)
“Ülkeler arasında mayın tarlaları, dikenli teller olması doğal görülmemeli. Hepimiz insanız, dostuz, arkadaşız. Bunlar sevgisizliğin meydana getirdiği bir dehşet. Dikenli teller her ülkeyi açık hapishane konumuna getiriyor. Aralarda duvarlar, dikenli teller, kilitler olmamalı. Bunun için ise KESKİN VE KARARLI BİR SEVGİ gerekir.” (A9TV; 28 Aralık 2017)
Amacımız Toprak Genişletmek Değil, Ulaştığımız Yere Sevgi Götürebilmek Olmalı
Türk-İslam Birliğini savunurken, yıllardır, bu birliğin mutlaka SEVGİ TEMELLİ olması gerektiğini anlatmamın sebebi, sevgi olmadan bir birlik oluşturmanın, bir imparatorluk kurmanın hiçbir anlamı olmayacağıdır. Türklüğün esası, sadece toprakları genişletmek değil, o topraklardaki insanları kazanarak Türk ismi ve İslam inancı altında o insanlara dostluğumuzu, yakınlığımızı, koruyuculuğumuzu ulaştırabilmektir. Sadece toprak büyütme amacı, tarihte Hülagü'nün yaptığından farksız bir ortam oluşturur. Hülagü, Batı Asya'nın büyük bölümünü ele geçirmiştir; fakat hakim olduğu topraklarda kan gövdeyi götürmüş, halkın üzerinde korku imparatorluğu kurulmuş, dehşet ve vahşet içinde sahte bir hakimiyet oluşturulmuştur. İnsanların mutsuzluğu, ego ve üstünlük savaşı üzerine kurulan hakimiyet, yok olmaya ve öfkeyle anılmaya mahkumdur.
Türk dünyası elbette bir imparatorluk olacaktır. Bu imparatorluğun lideri Türkiye olacaktır. Bu imparatorluk, sadece Türk-İslam alemini bünyesine toplamakla kalmayacak, BÜTÜN DÜNYAYA HUZUR VE BARIŞ GETİRECEKTİR. Tüm dünya, tüm milletler, tüm inançlar, Türkiye'nin liderliğindeki Türk-İslam birliğinin barışçıl, sevgi dolu ve adaletli hakimiyetinden istifade edecektir.
Bu olacaktır; ancak bu, hamasi nutuklarla, başka milletlere veya inançlara öfke duyarak, Türk İslam milletlerini aşağı görerek, menfaat peşinde koşarak olacak şey değildir. Kuran'ın ruhundan uzak, İslam'ın sevgi esasından uzak, sadece toprakları genişletmeye dayalı bir birliğe Allah asla yol vermez. Gerçekten tüm dünyaya barış ve huzur getirecek bir birlik oluşacaksa, İslam ve Türk dünyasına refah ve saygınlık getirecek bir ittifak meydana gelecekse, önce Türkiye olarak bizim, sonra da o ittifaka dahil olacak herkesin sevgiyi ESAS ALAN BİR POLİTİKA içinde olmamız şarttır. ÖNCE SEVGİ İNŞA EDİLECEKTİR. Sevgi inşa edilmeden, birliğin temeli oluşturulmadan, "bir araya gelelim", "imparatorluk olalım" şeklinde nutukların faydası yoktur.
TÜRKİYE ÖNCE SEVGİNİN LİDERİ OLMALIDIR. Gittiği yere huzur, barış, güvenlik, esenlik, sanat ve modernliği götürebilecek bir kalite üstünlüğüne sahip olmalıdır. İslam'ın esası olan sevgiyi önce kendi bünyesinde inşa etmelidir. Bu, YAPILABİLİR ve YAŞANABİLİR bir şeydir. Liderin vasfı da; yaşadığı sevgi anlayışını başkalarına da yaşatmak, onlara da sirayet ettirmektir. Gerçek Türk-İslam birliği işte böyle kurulacaktır.
Saygılarımla,
Adnan Oktar
Müvekkilin bu önemli görüşlerini kamuoyunun dikkatine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.18.11.2024
Adnan Oktar müdafi,
Av. Mert Zorlu