İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO                    : 2024/74 E.

SUNAN                           : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ                       : Av. Mert ZORLU

KONU                             : Müvekkilin, 2024/74 Sayılı davada tanıkların dinlenmesi esnasında, SEGBİS bağlantısı ile tanıklara soru sorma hakkını gereği gibi kullanamadığından huzurda bulundurulma talebi hakkındadır

AÇIKLAMALAR:

Makamınıza daha önceki dilekçelerle arz edildiği üzere müvekkilin Ekim ayı içerisinde; ikisi Mahkemenizde (2024/60 E. ve 2024/74 E sayılı davalar) biri de 30 Ekim 2024’de Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesinde (2023/246 E. sayılı dava) olmak üzere İstanbul’da gerçekleşecek olan toplum 3 duruşması vardır. Yani müvekkilin, 11 Ekim, 15-16-17 Ekim ve 30 Ekim tarihlerinde olmak üzere Ekim ayının başından sonuna kadar İstanbul'da duruşmaları bulunmaktadır.

2024/60 E sayılı davanın 21.05.2024 tarihli duruşmasında, müvekkil ve diğer yönetici isnadıyla yargılanan tutuklu sanıkların “bir sonraki duruşmada fiziken hazır bulundurulmaları” kararınız bulunmaktadır. Ancak 2024/74 E sayılı davada henüz yazılı bir kararınız bulunmamaktadır. Müvekkil 15-16-17 Ekim 2024 tarihlerinde ara kararınız doğrultusunda zaten İstanbul’da bulunacağından, bundan birkaç gün önce (11 Ekim 2024 tarihinde) yapılacak olan duruşmada da huzurda bulunması adil ve kanunlara uygun bir yargılamanın yapılabilmesi açısından gerekli olduğu gibi usul ekonomisine de uygun olacaktır.

Malumunuz olduğu üzere sanıkların duruşmalara SEGBİS bağlantısı ile katılması birçok aksaklığa sebep olmakta, yargılamanın insicamı bozulduğu gibi sanıkların kendilerini sağlıklı ifade edebilmeleri de mümkün olmamaktadır. Dahası çoğu zaman cezaevlerinde SEGBİS odalarındaki yoğunluk sebebiyle sanıklar duruşmalara bile katılamamış, bazı günler yargılama müvekkilin ve bazı sanıkların yokluğunda devam etmiştir. SEGBİS koşullarının yetersizliği sebebiyle 5271 sayılı kanunun 193/1 maddesinin açık hükmüne rağmen, sanık olmadan sanık hakkında yargılama yapılması gibi durumlar yaşanmıştır.

Sanıkların SEGBİS ile duruşmalara katılmayı başarabildikleri durumlarda ise, iletişim zorluğu yaşanmış, cezaevlerinin koridorlarından gelen seslerin dahi konuşmaya karışması sebebiyle savunmalar net olarak duyulamamıştır. Makamınız da sık sık SEGBİS’le bağlı olan kurumlara sessizliğin sağlanması yönünde uyarı yapma ihtiyacı hissetmiş, tüm bu koşullar sanıkların konuşmalarının insicamını da bozmuştur. Nitekim SEGBİS dökümlerinde sanıkların ifadelerinde onlarca yerde “anlaşılamadı” denilmektedir.

11 Ekim 2024 tarihinde yapılacak duruşmada tanık beyanları alınacaktır. Bu beyanlar sanıklar hakkında oluşacak kanaat ve verilecek hükmü doğrudan etkileyecek olan önemli verilerdir. Sanığın hakkında gerçekleştirilen yargılama faaliyeti sırasında tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve böylelikle onların beyanlarının doğruluğunu test etme imkanına sahip olması, adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından zorunludur.

Nitekim Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7164 E. 2016/6 K. nolu kararında; “..Duruşmada hazır bulunma hakkı adil yargılama kapsamında değerlendirilmekte olup, bu hakkın sınırlanması ancak ciddi şekilde gerekli olması halinde istisna olarak uygulanmalıdır.. İlk ve son savunmanın yapıldığı, esasa ilişkin delillerin toplandığı oturumlara sanığın SEGBİS yolu ile katılması, açık kabulüne dayalı olmalıdır.” diyerek tanık beyanı gibi hükmü doğrudan ilgilendiren delillerin toplanması aşamasında sanığın kendi açık kabulü olmadan SEGBİS’le duruşmaya katılmaya zorlanmasını bozma nedeni olarak görmüştür.

Örgüt kurmak ve yönetmek gibi cezai yaptırımı oldukça ağır ciddi bir suçlama ile karşı karşıya olan müvekkilin de tanıklara Makamınız aracılığıyla sorular sorarak isnatlardaki çelişkileri ortaya koyması maddi gerçeğin tespiti için önemlidir. Hiçbir müdafinin, isnatların tanığı olduğu iddia edilen kişilere yaşanmış olaylar hakkında olayların birinci dereceden muhatabı olan müvekkiller gibi soru yöneltemeyeceği açıktır. Müdafi dosyanın tamamına vakıf olsa dahi, tanığın o anki beyanında oluşan çelişkiyi olayların doğrudan tarafı olan sanık kadar iyi bilemeyecek, anında tespit edemeyebilecektir. Bu sebepledir ki kanun sanığın tanıklara Mahkeme Başkanı aracılığıyla soru sorma hakkını silahların eşitliği çerçevesinde en önemli haklardan biri olarak belirlemiştir. AİHS madde. 6/3-d’ye göre de; bir suç ile itham edilen herkes yani her sanık iddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek hakkına sahiptir.

Ancak sanıkların duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katılması durumunda bu kanuni hak gereği gibi ifa olunamamaktadır. Temmuz ayındaki duruşmada tanıkların dinlenmesi akabinde müvekkil ve diğer sanıkların tanıklara soru sormalarında çok sayıda aksaklık yaşanmıştır:

  • Müvekkil sorularını bir bütünlük içinde sormak, çelişkinin açığa çıkması için soruya geçmeden önce ana dosyadan bazı bilgilere yer vermek istemiş ancak uzaktan katılım sebebiyle bu gayesini izah etmesi mümkün olamamıştır.
  • Uzaktan bağlantı sebebiyle gayesi anlaşılmadığından soruları kesilmiş, hatta bazı sorularının sorulmasına imkan tanınmamıştır.
  • Sorular tam anlaşılmadığı için salonda yersiz ve müvekkilin oluşmasını hiç arzu etmediği karışıklıklar oluşmuştur.
  • Tanık Fatih Kılıç’a yönelik sorularını tamamlamadan Fatih Kılıç huzurdan ayrılmıştır
  • Bu esnada, Fatih Kılıç’a başka da soracağı soruları olduğunu söylemek suretiyle defalarca Mahkeme Salonuna seslendiği halde sesini duyurma imkanı olmamıştır.
  • Nitekim duruşmaya İzmir Kadın KCİK’dan katılan sanıklar da Fatih Kılıç’a soru sormak istediklerini ama seslerini duyuramadıklarını ve sorularını yöneltemeden Fatih Kılıç’ın huzurdan ayrıldığını Makamınıza arz etmişlerdir.

Müvekkil, yine tanık beyanlarının alınacağı 11 Ekim 2024 tarihindeki duruşmada, benzer aksaklıkların yaşanarak savunma hakkını ihlal edilmesinden endişe duymaktadır.

Ayrıca, tanık beyanı esnasında tanığın duruşu, sesi, bakışı, konuşmasının akışı dahi önem taşımaktadır. Ancak müvekkilin 2 bin kilometre öteden, Mahkeme salonunu doğru düzgün göremeden, Makamınızın dahi yüzünü ayırt edemeyecek kadar küçük bir ekranda duruşmayı takip ediyor olması “tanıkla yüzleşme, tanığın ifadelerinin doğruluğunu test etme” imkanlarını müvekkilin elinden almaktadır.

Tüm bu haklı sebepler dikkate alınarak, 15-17 Ekim tarihleri arasında zaten 2024/60 E. sayılı dava için İstanbul’da bulunacak olan müvekkilin 11 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşecek olan duruşmaya da fiziken katılmasına karar vermenizi talep etmekteyiz.

Şu hususu da izah etmek isteriz ki; dosyada avukat görüş kısıtlılığı olduğundan müvekkilin tüm savunma evrakları İnfaz Hakimliği denetiminden geçerek kendisine verildiğinden, Mahkeme için getirildiği cezaevine giriş yapıldığında tüm evraklarına el konulup incelemeye gideceğinden, savunmasını vakitlice hazırlayabilmesi için müvekkilin İstanbul’a ilk duruşmadan en az bir hafta öncesinde getirilmesi elzemdir. Müvekkilin, aralarında sadece birkaç günlük ara olan farklı davalar için 2000 km. uzaklıktaki Van'a tekrar götürülüp getirilmesi gibi eziyetli bir sürecin yaşanmaması için, Sayın Mahkemenizin buna uygun bir kalış süresi belirlemesi, geliş ve dönüş sürelerinin esnek olarak ayarlanması ve müvekkilin kaldığı cezaevine buna göre müzekkere yazılması hakkaniyete, insaniyete ve adalete en uygun olandır. Savunma hakkı kapsamındaki bu taleplerimizin hakkaniyetle karşılanacağına inancımız tamdır.

Sonuç olarak;

  • Müvekkilin 11 Ekim 2024 tarihinde 2024/74 E. sayılı dava duruşmasında mahkeme salonunda fiziken bulundurulmasına karar alınması;
  • 11 Ekim 2024 tarihinde görülecek olan 2024/74 E. sayılı dava duruşmasından en AZ BİR HAFTA ÖNCEDEN İSTANBUL'A GETİRİLMESİ için müvekkilin kaldığı cezaevine müzekkere yazılması,
  • Müvekkilin 15-16-17 Ekim tarihlerinde görülecek olan 2024/60 E. sayılı ve 30 Ekim tarihinde Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan 2023/246 E. sayılı dava duruşmaları sırasında da İSTANBUL'DA KALMAYA DEVAM EDECEK ŞEKİLDE BİR KALIŞ SÜRESİNİN BELİRLENMESİ, bunun için cezaevine yönelik olacak şekilde kalış süresini belirleyen bir müzekkere yazılmasını

Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz. 11.09.2024

Adnan Oktar müdafi,

Av. Mert Zorlu

 

 

Daha yeni Daha eski