T.C. Cumhurbaşkanlığı'na;

SUNAN               : Adnan OKTAR

VEKİLİ                 : Av. Mert ZORLU

KONU                : Adnan Oktar davasında, küçük yaş müşteki olarak adı geçen Serra MohammadValipour'un, müvekkil ve arkadaşlarıyla başından beri ilk bağlantı kuran ve ısrarla konuşma ve görüşme talep eden kişi olduğu ve stüdyoya yaptığı ziyaretin ardından da müvekkilin arkadaşlarına yönelik bu sevgi mesajlarını sosyal medya üzerinden devam ettirdiğine dair dilekçemizin sunumudur.

KÜÇÜK YAŞ MAĞDUR YALANI SERRA MOHAMMADVALİPOUR
-2-

Sayın Cumhurbaşkanımız,

Adnan Oktar davasında küçük yaş mağdur sıfatıyla ön plana çıkarılan Serra MohammadValipour ile ilgili olarak bir ön bilgilendirme dilekçesi sunmuş, konuyla ilgili bazı önemli hususları devam dilekçeleri kapsamında tarafınıza ileteceğimizi belirtmiştik.

Küçük yaş mağdur/müşteki sıfatıyla Adnan Oktar dosyasına giren ama gerçekte husumetli müştekiler tarafından kullanılıp, 2018 yılından beri, yani 15 yaşından beri bu kişilerin elinde tutulan Serra MohammadValipour'un yalan söylediğine dair deliller oldukça fazla sayıda ve son derece nettir.

Serra MohammadValipour, sosyal medyada üzerinden A9 TV yayınlarına katılan camiaya mensup kişilere teker teker ulaşmaya başlamış ve bu aşamadan operasyon gününe kadar HER TÜRLÜ TANIŞMA, KONUŞMA, GÖRÜŞME, BAĞLANTI KURMA TEŞEBBÜSÜ SERRA'NIN BİZZAT KENDİSİNDEN GELMİŞTİR. Sadece müvekkil değil, bu dava sanıklarından hiç kimse, Serra ile ilk bağlantıya geçen OLMAMIŞ, onu ÇAĞIRMAMIŞ, onunla görüşmek için TALEPTE BULUNMAMIŞTIR. Bunu her aşamada TEK İSTEYEN SERRA OLMUŞTUR.

Serra'nın, müvekkilin arkadaşlarıyla sosyal medya üzerinden ilk bağlantıya geçen kişi olduğunu gösteren yazışmalarına bazı örnekler aşağıdaki gibidir:

26 KASIM 2012


 27 KASIM 2012

 

30 KASIM 2012:


30 KASIM 2012:

Bu ilk arkadaşlık teklifleri, o dönemde A9 TV canlı yayınlarına çıkan herkese Serra tarafından gönderilmiş ve bunun sonrasında da Serra'nın mesajları, yıllarca kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. Mahkemeye detaylı olarak sunulmuş bulunan bu mesajlara burada sadece birkaç örnek verilmektedir. Bu bağlantıların tümü Serra'nın bizzat kendisi tarafından başlatılmış ve konuşma ve görüşme istekleri daima Serra'nın bizzat kendisinden gelmiştir.

 

Görülebildiği gibi ilk bağlantılar hep Serra tarafından kurulmuş ve sonrasında Serra, mesajlarına devam etmiştir. Hatta tek bir gün cevap alamamasından dolayı oldukça içerlemiş hemen bunun sebebini soruşturmuştur.

Serra MohammadValipour, Facebook'tan ilk olarak camiadan kişileri ekleyen kişi olmasının yanı sıra, sadece onları kapsayan Facebook mesaj gruplarını da İLK OLARAK OLUŞTURAN kişidir. Mesaj grubunu kendisi açmış, Facebook'tan eklediği camiadan tüm kişileri mesaj gruplarına dahil etmiş, gönderdiği çocukça resimler için herkesten yorumlar almak istemiştir. Gruba dahil edilen camiadan kişilerin bir süre sonra GRUPTAN KENDİ İSTEKLERİYLE ÇIKTIKLARI görülmüştür. Belli ki bu mesajlaşma onların değil DOĞRUDAN SERRA MOHAMMADVALİPOUR'UN TALEBİDİR:

 

Görülebildiği gibi camiadan tanıdıklarına ısrarlı bir şekilde ulaşmaya çalışan, onlara grup mesajları gönderen Serra'nın kendisidir. Serra'nın bu konudaki ısrarcılığı dikkat çekici boyutlardadır.

Türkiye'ye Geldiğinde Müvekkili Görmek İsteyen ve
A9 TV Stüdyosunu Ziyaret Etmek İsteyen
Serra MohammadValipour'dur

Serra MohammadValipour ve annesi Dilek Çelikten'in 2013 yılında Türkiye'ye geliş sebepleri müvekkil ve arkadaşlarıyla hiçbir şekilde bağlantılı değildir. Serra MohammadValipour ve annesi, zaten Türkiye'ye yaz aylarında düzenli olarak gelmekte, her gelişlerinde Pendik'te yine kendilerine ait olan evlerinde kalmaktadırlar. A9 TV stüdyosuna geldikleri yıl da, bu ziyaretlerinden birini gerçekleştirmek üzere zaten Türkiye'dedirler. Dolayısıyla, Türkiye'ye gelişlerini camiadan herhangi birisi organize etmemiş, herhangi birinin talebi üzerine gelmemişlerdir.

Serra'nın akrabaları ve aile yakınlarının mahkemeye sunmuş oldukları tanık beyanlarından da anlaşılabileceği gibi Serra MohammadValipour müvekkil ve arkadaşlarıyla tanışmak için Türkiye'ye bir an önce gitmek istemektedir ve bu konuda çok heyecanlıdır.

Konuyla ilgili olarak anne Dilek Çelikten'in ilk yargılama esnasında İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazmış olduğu beyan şu şekildedir:

"Takip eden aylarda her zaman yaptığımız gibi kızımla okul tatilinde Türkiye’ye geldik. Kendi evimizde kaldık. Ebru hanımla bağlantıya geçtik ve Adnan Oktar’ı ziyaret etmek istediğimizi söyledik. Hatırladığım kadarıyla ilk birkaç gün imkan olmadı sonra canlı yayın sırasında görüşebileceğimiz imkân doğdu ve Ümit Kuruca isimli arkadaşları bizi stüdyoya getirdi. Kızımla ikimizdik. Stüdyo Göksu evleri isimli sitede bulunan 3 katlı bir villanın alt katındaydı. Arabadan inince merdivenlerden yukarı çıktık. Otomat ile açılan bir kapının ardından evin bahçesine girdik. Ve hemen giriş katı olan camekanlı bir bölüme geldik. Biz o camekanlı yere gelince Adnan Oktar ve birkaç bayan arkadaşı yanımıza geldi. İçerisi yayın yapılan stüdyoydu. Orada da birileri vardı, dışarda bahçede de birçok kişi vardı. Oldukça kalabalıktı. İçeri girmeden ayakta kısaca görüştük. Bayan arkadaşlardan daha önce de tanıştığım Ebru Altan, Didem Ürer, Didem Rahvancı, Görkem Erdoğan vardı. Adnan Oktar bize hoş geldiniz dedi, dua etti. İyi dilekte bulundu. Ben kendimizin ve çevremizde birçok kişinin yayınlarını takip ettiğimizi çok sevdiğimizi söyledim.

Sonra bayanlardan biri çok sevimli tavşanlar olduğu bir ev olduğunu, istersek oraya gidebileceğimizi söyledi. Serra sevinçten uçtu. Ne olursun annecim gidebilir miyiz, ben de tabi canım dedim. Ümit Kuruca bizi oraya götürdü. Bahçesinde birçok hayvan vardı. Serra’nın çok hoşuna gitti, hepsiyle oynadı, çok mutlu gözüküyordu, sonra kısa zaman içinde eve döndük. Ertesi gün yine canlı yayın sırasında stüdyoya gittik, bu sefer giriş katına girmeden evin ana kapısına geldik. Kapıyı açtılar. Bir bey bizi içeri alıp hemen giriş sağdaki kapısı açık salona girdik. Serra ile orada bir süre oturup bekledik. Salonda tekli koltuklar vardı. Biz Serra ile yan yana oturduk. Salonun kapısı camdı ve hep açıktı. Bir süre sonra yayına ara verdiler. Ve Adnan Oktar yanında bayan arkadaşlarıyla yanımıza geldi. Yine yanında Ebru Altan, Didem Ürer, Didem Rahvancı, Görkem Erdoğan ve Ceylan Özbudak (Özgül) vardı. Biz içeri girdiklerinde ayağa kalktık. Adnan Oktar oturun diye eliyle işaret etti.

O da bizim karşımızdaki koltuklardan birine oturdu. Kızlar da kenarda ayaktaydı. Görüşmemiz sırasında oda kapısı hep açıktı. Biz Adnan Oktar’a onu ve arkadaşlarını çok sevdiğimizi anlattık. Dua etti, iyilik, sağlık temennilerinde bulundu. Serra’ya kendisini çok iyi yetiştirmesi, eğitimini önemsemesi yönünde öğüt verdi. Tıp okumasının iyi olacağını söyledi. 10 dk, 15 dk sonra kalktık. Çıkmadan Adnan Oktar, Serra’nın istediğini kırmayıp ve fotoğraf çektirmeyi kabul etti. Ben Serra, Adnan Oktar, üçümüzün fotoğrafını çektiler. Yine iyi niyet dilekleri ile kız arkadaşları aşağı indiler. Bize arabamızın hazır olduğu söylenince eve döndük.

GÖRÜŞME BOYUNCA KIZIMIN HEP YANINDAYDIM. TEK BİR AN BİLE YALNIZ KALMADIK, AYRI DA KALMADIK. ADNAN OKTAR OTURDUĞU KOLTUKTAN AYAĞA KALKMADI BİLE. NE ADNAN OKTAR NE ARKADAŞLARINDAN HERHANGİ BİR RAHATSIZLIK GÖRMEDİM. AKSİNDE SON DERECE SAYGILI, SEVECEN, GÜZEL BİR ÜSLUPLA BİZİ KARŞILADILAR. Daha sonra yayın başlayacağı için onlar alt katta bulunan stüdyoya indiler, biz de giriş yaptığımız kapıdan evimize döndük.

Kızımın ve benim Adnan Oktar ile olan görüşmelerimiz sadece bundan ibarettir. ADNAN OKTAR’IN KENDİSİYLE BAŞKA GÖRÜŞMEMİZ OLMADI. SERRA HİÇBİR ZAMAN YALNIZ KALMADI, HATTA İKİMİZ BİLE ADNAN OKTAR İLE YALNIZ KALMADIK. Hep kız arkadaşları vardı. EL İLE DOKUNMA KESİNLİKLE GERÇEKLEŞMEDİ. HEM BANA HEM KIZIMA HEM DE ADNAN OKTAR’A ATILAN TÜM İFTİRALAR YALANDIR.

Ben bir anne olarak böyle bir şeye ASLA İZİN VERMEM! Orası böyle bir yer olsaydı kızımı asla oraya götürmezdim."

Dilek Çelikten'in anlattığı bu olayları, Serra MohammadValipour'un müvekkilin arkadaşlarına aynı dönemde yazdığı mesajlar da doğrulamaktadır.

Konuyla ilgili olarak ailenin İsviçre'deki komşuları Levent Çöğür, mahkemeye sunmuş olduğu 20.10.2020 tarihli tanık beyanında şunları yazmıştır:

"Bu dönemlerde Serra ve annesi dediğim gibi Adnan Oktar ile tanışmışlar ve hem Serra, hem Dilek yaşadıklarını bize anlatırdı. Serra’nın bize anlattığı şeyler annesiyle aynı konular, işte orada hayvanları sevdim, baterya müzik oynadım, eğlendim ve daha sonra annemle İstanbul’da dolaştık, gezdik, akrabaları ziyaret ettik.

Serra bize anlattığı tarzı ve üslubu hiç de korkuya kapılmış, tedirgin olmuş ve Adnan Oktar’dan bahsedilince çekindiği bir yapısı yoktu. Orada Adnan Oktar olsun, diğer arkadaşlar olsun, hepsini çok sevdiğini, ona çok iyi davranıldığını söylerdi. Ben de onlar adına sevinmiştim. Yani Serra bize Adnan Oktar ve arkadaşlarını severek anlatırdı. Zaten Serra orada yaşadıklarını anlatırken, Serra’nın gözleri parlardı, sevinci mutluluğu anlaşılırdı."

Serra MohammadValipour, İstanbul'da müvekkil ve arkadaşlarına olan ziyaretinden ne kadar mutlu olduğunu İsviçre'ye döndüğünde de herkese anlatmıştır. Bu konuda komşuları Nevin Dağcı, ilk yargılama esnasında İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği 22.10.2020 tarihli tanık beyanında şu açıklamalarda bulunmuştur:

"Ve bir gün bana Türkiye’ye gidip onlarla görüşeceklerini söylediler. 2013 yılında görüşmeleri oldu. İsviçre’ye döndüklerinde çok mutluydular, HER ŞEYİ ÇOK GÜZEL YAŞADIKLARINI SÖYLEDİLER. Orada çekildikleri resimleri bana da gösterdiler. Bahçede resimler, hayvanlarla resimler…

Görüşmelerinden Serra da annesi Dilek Hanım da çok mutlu olmuşlardı. Serra, sürekli tekrar gitmek istediğini söylerdi: “Anne TEKRAR GİDELİM BEN ABLALARIMI, ABİLERİMİ TEKRAR GÖRMEK İSTİYORUM, HEP ONLARLA BİRLİKTE OLMAK İSTİYORUM, ONLARI ÇOK SEVİYORUM” derdi. Ben Serra’dan hiçbir olumsuz söz duymadım.

Adnan Oktar ile görüştüklerini, görüşme esnasında ise, SERRA, ANNESİ VE YANLARINDA ADNAN OKTAR’IN BAZI ARKADAŞLARI OLDUĞUNU söylemişlerdi.

Benim eşim, Adnan Oktar’ın programlarını ve eserlerini takip etmezdi. Serra ve annesi Dilek Hanım bize geldiklerinde Serra büyük bir insan gibi eşimle tartışır, A9 YAYINLARINI VE ADNAN OKTAR’I SAVUNURDU."

Benzer ifadeleri, Serra MohammadValipour'un İsviçre'den komşusu olan ve 22.10.2020 tarihli tanıklık ifadesini mahkemeye sunmuş bulunan Arzu Çöğür de dile getirmiştir:

"İsviçre’ye döndüklerinde, Serra da annesi Dilek abla da çok mutluydular. Çıkan yalan haberlerde söylendiği gibi, SERRA, İSTİSMARA MARUZ KALAN BİR ÇOCUĞA ASLA BENZEMİYORDU. Bu sözde 'cinsel istismar' gerçekten olmuş olsaydı, bir çocuğun hayatının travması olup, derin psikolojik yaralarla sarsılır ve mutlaka tavırlarından, hal ve hareketlerinden ve konuşmalarından bir anormallik olduğu anlaşılırdı. Artı, Serra gibi akıllı, dışa dönük, kendine özgüveni olan ve her şeyini, yaşadıklarını en ince detayına kadar anlatan ve paylaşan bir çocuk, annesine ve bizlere kesin olarak bu sözde “cinsel istismar” olayını da anlatırdı. Fakat tam tersine, Serra bizlere orada yaşadığı mutluluğu, ablalarından ve abilerinden gördüğü ilgiyi ve sevgiyi anlata anlata bitiremezdi. Bahçede, hayvanlarla birlikte çekildiği resimleri gösterip tekrar tekrar oraya gitmek istediğini söylerdi.

ADNAN OKTAR’LA İSE ÇOK AZ GÖRÜŞTÜKLERİNİ SÖYLEMİŞTİ. Adnan Oktar’la o kısa görüşmelerinde Serra, Adnan Oktar’a şu soruyu sormuş (kendisinin de annesinin de bize söylediklerinden): 'Ben de burada sizinle birlikte kalabilir miyim? Sizi çok seviyorum. Burada kalmayı çok istiyorum, İsviçre’ye geri dönmek istemiyorum.' Adnan Oktar’ın cevabı ise şu şekilde olmuş: 'Şimdi olmaz, sen daha küçüksün, okuyacaksın, İSVİÇRE’YE GERİ DÖNECEKSİN, ORADA EN GÜZEL OKULLARDA OKUYACAKSIN ve büyüyünce Oktar Babuna gibi büyük doktor olacaksın. ONDAN SONRA TÜRKİYE’YE GELİP KONFERANSLAR VEREBİLİRSİN' demiş."

Yalnızca bu ifadeler bile SERRA MOHAMMADVALİPOUR’un müvekkille görüşmeyi ÖZELLİKLE KENDİSİNİN TALEP ETTİĞİNİ, hatta BU ORTAMDA DAHA FAZLA KALMAK İSTEDİĞİNİ göstermektedir. Ortada gerçekten iddia edildiği gibi bir cinsel istismar durumu olsa, bir küçük çocuğun böyle bir travmayı yaşadığı bir yere ısrarla gitmek istemesi, orada kalmak istemesi, ziyaret ve kalma talepleri reddedilince bundan müteessir olması kuşkusuz ki BEKLENEMEZ. Bu durum, söz konusu ziyarette SERRA MOHAMMADVALİPOUR’un SÖZLÜ VEYA FİİLİ HİÇBİR İSTİSMARA MARUZ KALMADIĞINI AÇIKÇA ORTAYA KOYMAKTADIR.

İsviçre'ye Dönmesinin Ardından Tekrar Camiadan Kişilerle Bağlantıya Geçen ve Müvekkile Sevgi Mesajları Gönderen Serra MohammadValipour'dur

Serra Mohammadvalipour, müvekkil Adnan Oktar ile TEMMUZ 2013 tarihinde tanışmasının ardından, annesi DİLEK ÇELİKTEN ile birlikte İsviçre'ye dönmüştür. Sözde mağdur ifadesinde Serra, bu görüşmeleri güya zorla yaptığını ve bu görüşmeler sırasında sözde cinsel istismara uğradığını iddia etmiştir. Oysa İsviçre'ye dönmesinin hemen ardından camiadan kişilere Facebook üzerinden sevgi mesajları göndermeye devam etmiş ve bu mesajlarda müvekkile de sürekli olarak sevgilerini iletmiştir. Müvekkil ve arkadaşlarına yönelik sosyal medya mesajlarında kullandığı sevgi ve özlem dolu ifadeler, iddialarını yalanlamaktadır:

Serra MohammadValipour'un Temmuz 2013 tarihindeki İSTANBUL ZİYARETİNDEN SONRAKİ mesajları:



24 EYLÜL 2013 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 2 ay sonra

 2013 yılı Temmuz ayı sonrasına ait bu sevgi mesajları, HERHANGİ BİR İSTİSMAR DURUMUNUN SÖZ KONUSU OLMADIĞINI açıkça göstermektedir.

3 ARALIK 2013 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 5 ay sonra:


Yukarıdaki mesaj, Serra'nın CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMIŞ BİR ÇOCUK OLMADIĞINA, ülkesine dönüp iyi eğitim alması ve hatta tıp okuması için müvekkil tarafından teşvik edildiğine dair sanık beyanlarının tümünü desteklemektedir.

14 AĞUSTOS 2013 – Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 1 ay sonra:

 




Serra MohammadValipour'un yukarıdaki yazışmalarda bizzat kendisine ait olan e-mail adresini vermesi, bu yazışmalardaki kimliği doğrulamış bulunmaktadır. Ayrıca 2013 yılı Temmuz ayı sonrasında Serra tarafından gönderilmiş bu mesaj, HERHANGİ BİR İSTİSMAR DURUMU OLMADIĞINI da ortaya koymaktadır.

28 AĞUSTOS 2013 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 1 ay sonra:


 

 30 EYLÜL 2013 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 2 ay sonra:


Ziyaretinde istismara uğramış bir çocuk, orada bulunan kişilere "canım abicim" şeklinde hitapta bulunmaz, onlara böylesine sıcak sevgi mesajları göndermez, irtibatı kesmemek için bu denli uğraşmaz.

1 EKİM 2013 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 3 ay sonra:


Ziyaretinden 3 ay sonra bu yorumları yapan bir çocuğun İSTİSMARA UĞRAMADIĞI AÇIKTIR.

Müşteki SERRA MOHAMMADVALİPOUR, annesi DİLEK ÇELİKTEN ile birlikte yaptığı ziyaretlerden YAKLAŞIK 7 AY SONRA bile hala müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına selam ve sevgilerini iletmektedir:

1 ŞUBAT 2014 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 7 ay sonra:


Ziyaretinden 7 ay sonra bu yorumları yapan bir çocuğun İSTİSMARA UĞRAMADIĞI AÇIKTIR.

2 ŞUBAT 2014 - Serra MohammadValipour'un ziyaretinden 7 ay sonra:

Görüldüğü gibi, SERRA MOHAMMADVALİPOUR, annesi DİLEK ÇELİKTEN ile birlikte yaptığı A9 TV ziyaretlerinden AYLAR SONRA BİLE MÜVEKKİLİN ARKADAŞLARIYLA BAĞLANTIYI DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞMAKTA, bunun için özel çaba göstermekte ve MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’I ÇOK SEVDİĞİNİ, ÖZLEDİĞİNİ VE ONUN TEŞVİKİYLE İLERDE DOKTOR OLMAK İSTEDİĞİNİ İLETMEYE DEVAM ETMEKTEDİR. Ortada gerçekten bir istismar durumu olsa bunları yapmayacağı açıktır. Görülebildiği gibi bütün bu aşamalarda müvekkilin arkadaşlarıyla ilk bağlantı kuran her zaman Serra Mohammadvalipour'un bizzat kendisi olmuştur. Tüm bu ifadeler müştekinin tüm iddia ve isnatlarının geçersizliğini belgelemektedir.

Sonraki dilekçelerimizde, Serra MohammadValipour'un yalan söylediğine ve bu dava için özel olarak kullanıldığına dair diğer delillerimiz tarafınıza sunulmaktadır. Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.

Adnan Oktar Müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski