İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO               : 2024/74 E.

SUNAN                     : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ                  : Av. Mert ZORLU

KONU                        : Sayın Mahkemenizce görülen 2024/60 esas sayılı dosya kapsamında yargılanmakta olan Fatih Kılıç'ın, hem operasyon öncesi hem de sonrasına ait beyanları esas alındığında, huzurdaki dosyada sanık konumunda olması ve yöneticilikle yargılanması gerektiğine dair dilekçemizin sunumudur.

AÇIKLAMALAR:

Sayın Mahkemenizce görülen 2024/74 esas sayılı dosya kapsamında yargılanmakta olan ve huzurdaki davada tanık statüsünde bulunan Fatih Kılıç, ana dava ve bu kapsamda açılan diğer davaların yargılama şekilleri ve yöneticilik suçlamasıyla yargılanan sanık profilleri ve asıl olarak operasyon sonrası gerçekleştirdiğini iddia ettiği faaliyetler dikkate alındığında, HUZURDAKİ DOSYA KAPSAMINDA SANIK KONUMUNA GETİRİLMELİ ve MUTLAKA YÖNETİCİLİK SUÇLAMASIYLA YARGILANMALIDIR.

Bu talep, bu yargılamada bir suç olduğu ve bu arkadaş topluluğunun içinde iddia edildiği gibi bir hiyerarşi olduğu için gündeme getirilmemekte, bunu kabul anlamına gelmemektedir. Müvekkil ve arkadaşları, ana dava ile başlayan yargılamaların başından beri örgüt ve dolayısıyla hiyerarşi suçlamalarını şiddetle reddetmişler ve buna dair açık delillerini getirmişlerdir. Ancak buna rağmen, yöneticilik isnadına dayandırılarak, içinde kadınların da olduğu pek çok kişi 7 yıldır cezaevinde bulunmaktadır. Fatih Kılıç, şu anda aynı dava içinde benzer suçlamalarla zaten yargılanmaktadır. Kendi ifadelerine ve bu minvalde delil niteliğinde sunduğu belgelere göre, OPERASYON SONRASINDA FAALİYETTE OLMUŞ, HATTA HER KONUDA KENDİSİNE BAŞVURULMUŞ VE DANIŞILMIŞTIR. İfadelerine göre, "Yeniden yapılanma" adı altında oluşturulmuş bu dosyanın ANA ELEMANIDIR ve DİĞER YÖNETİCİLERLE AYNI KAPSAMDA YARGILANMASI GEREKMEKTEDİR.

Bu davaların tümü, kumpasa dair gerçekler ortaya çıktığında mutlaka beraatle sonuçlanacaktır. Dolayısıyla, Fatih Kılıç'ın da bu suçlamalardan beraat alacağı açıktır. Ancak şu aşamada, doğrudan kendisinin ve kendisiyle ilgili müşteki ve etkin pişmanların beyanlarının dikkate alınması ve HUZURDAKİ DAVADA YÖNETİCİLİK SIFATIYLA YARGILANMASI önem arz etmektedir. Keza bizzat kendi anlatımlarından ve dosyanın müşteki ve etkin pişman sanıklarının anlatımından, özellikle operasyon sonrası faal olan ANA KİŞİDİR. HER ŞEYİ YÖNETTİĞİNİ VE HİÇBİR ŞEYİN KENDİSİNDEN HABERSİZ GERÇEKLEŞMEDİĞİNİ kendisi anlatmaktadır. Bu dosyadaki diğer tüm kişilerden daha etkin olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla bu dosyanın ana sanıklarından biri olmalı, hatta yöneticilikle yargılanmalıdır.

Bu dilekçede, Fatih Kılıç'ın, operasyon sonrası en faal kişi olduğunu ifade eden ve iddianamede yer alan yöneticilik vasfını destekleyen açıklamalarına ve aynı zamanda onunla ilgili diğer müşteki ve etkin pişmanların açıklamalarına yer verilmektedir.

Fatih Kılıç Yöneticilikle Yargılanmalıdır

Fatih Kılıç, gerek emniyetteki etkin pişman ifadelerinde, gerekse tanık olarak yer aldığı huzurdaki dosyada, kendi ifadesiyle "hukuk grubunda" olduğunu ve 2018 öncesinde hukuki çalışmaların yapıldığı ofisteki TEK YETKİLİNİN KENDİSİNİN OLDUĞUNU, 2018 operasyonundan sonra artık bu konuda YEGANE YETKİLİ KİŞİ olarak kaldığını defaatle dile getirmiştir.

Huzurdaki dosya kapsamında verdiği tanık ifadesindeki bazı bölümleri, başlıklar halinde takdirinize sunuyoruz:

Fatih Kılıç'ın 2024/74 esas sayılı dosya kapsamında 10.07.2024 tarihinde verdiği tanık ifadesinden bölümler:

(Fatih Kılıç'ın beyanlarında yer alan sözde örgüt iddiasıyla ilgili açıklama ve isnatlarını tamamen reddediyoruz. Bu izahlara dayanarak diğer kişilerin sanık kabul edilmesi hatta yöneticilik isnadıyla yargılanıyor olmalarından ötürü bu ifadeleri gündeme getiriyoruz.)

Fatih Kılıç'ın Operasyon Öncesine Dair İfadeleri;

Fatih Kılıç’ın, 20 yıldır bu grupta olduğu itirafı:

"…ben yaklaşık 2002 yılında bu örgüte katıldım..." (sayfa 19)

Fatih Kılıç’ın, hukuk bürosunun başında olduğuna dair açıklamaları:

"…ben hukuk grubundayım o zaman da oradaydım çıktıktan sonra da oradaydım operasyondan sonra da…" (sayfa 18)

"…biz bu sefer 2009’dan sonra tamamen örgüt içi iç içe bir hukuk bürosu haline geldik, dışarıdan avukat sayısı çok azaldı…" (sayfa 18)

"…ben bu şekilde bir hukuk grubuyla 2009’dan operasyona kadar geldim." (sayfa 20)

"Nihan Toklu, operasyona kadar hukuk bürosunun sahibi olan kişiydi, güya bütün 16-17 çalışanı olan hukuk bürosunu yöneten kişiydi, halbuki o büroyu ben yönetiyordum fiiliyatta." (sayfa 34)

"…ben, Aysu, Ethem, Uygar, bunlar çalışan avukatlar, son maaşları ne kadardır F'ye sorun diyor, F benim, Fatih, bana soruyor, çünkü BEN BİLİYORUM HERKESİN MAAŞINI BEN VERİYORUM ELDEN. Bütün gün ofisteyim, …Mesela ben yine ona cevap yazıyorum uzun uzun okumayacağım efendim, diyorum ki işte şu kadar şu kadar takip yapıyorduk, bunlar aylık şu kadar vekalet ücreti yapıyor, tazminat davalarından bu kadar diyordum, bu kadar geliyor diyordum, BİR TEK BEN HUKUK BÜROSUNDAN BİRAZ SİVRİLDİM BUGÜNE GELDİM GERİ KALANLAR SİVRİLEMEDİLER." (sayfa 34-35)

Fatih Kılıç’ın gizli olan her şeyden haberdar olduğu, tüm olaylara yakından şahit olduğu iddiası:

"…ben çok YAKİNEN ŞAHİDİM KONUŞMALARA, şunlara bunlara, DÖNEN BÜTÜN DOLAPLARI BİLİYORUM." (sayfa 24)

Fatih Kılıç’ın gruptaki kişiler hakkında nokta atışı gizli bilgilere sahip olduğunu iddia etmesi:

"Bunu buradaki kimse bilmeyebilir belki şu anda, ben emniyette işbirliği yaptım, bazı nerede herkesi bilemiyorsun tabi gizlilik var, deli gibi bir gizlilik var, bildiğim bir yerlerini söyledim direk nokta atışı yerlerini söyledim, birkaç kişiyle de ilgili bir detayına girmeyeyim ipuçları vardı o ipuçlarını emniyete mail de bildirdim." (sayfa 25)

Fatih Kılıç'ın Operasyon Sonrasına Dair İfadeleri;

Fatih Kılıç’ın, tek başına tüm hukuk sistemini yönettiği iddiası:

"Şimdi böyle durumlar oldu, biz ilk birkaç gün ne yapacağımızı bilemedik sağda solda vakitler geçirdik falan, sonra ben bir şekilde, ben de şimdi hukuk grubuyum, hukuku birazcık az çok hani eskiden biliyorum, bir şeyler yapmak istiyorum, o dönemki aklımla tabii ki, bir şeyler yapmak istiyorum sağa sola ulaşmaya çalışıyorum ne yapabilirim nasıl faydam dokunabilir diye, ben en ortada durmak için birilerine ulaşmaya çalıştım o zamanlar, sonra ben zaten kendimi bir anda işin içinde buldum. Çünkü yapılacak çok fazla iş var, herkes bir yerde, tabiri caizse ortalık yangın yeri yanıyor yani ortalık. Herkes ya cezaevinde, cezaevinde kimin nerede olduğu bilinmiyor, avukatlar bile alınmış, herkes firari, kim nerede bilinmiyor … ya kabus gibi 1-2 ay geçti, kabus gibi 1-2 ay geçti. Çünkü kime güveneceğim, kime döneceğim, kime numaramı vereceğim, kimin evinde kalacağım, kime yardım edeceğim hiç kimse bilmiyor, kabus gibi bir dönem geçti BEN O İŞLERİN TAM ORTASINDAYDIM." (sayfa 71)

Fatih Kılıç’ın, tüm dilekçeleri yazan tek kişi olduğu iddiası:

"İşte şöyle bir dilekçe lazım tutukluluğa itiraz edeceğiz gözaltına itiraz edeceğiz sağlık raporları vereceğiz ilk günler böyle bu şekilde ben onlara dilekçe takviyesi sağlıyorum, çünkü ortada avukat yok. Bizim eski ofislerinde çalışmış avukatların hepsi korktular … hepsini aradık, ben de birkaç tanesini aradım ya dedim bize yardım eder misiniz dedim kusura bakmayın Fatih bey dediler biz bu işin böyle olduğunu bilmiyorduk yardım edemeyiz deyip telefonu suratımıza kapattılar." (sayfa 22)

"Biz deli gibi dilekçe yazdık sabah akşam…" (sayfa 22)

Fatih Kılıç’ın hukuk imamı olarak aranıyor olması:

"MAHKEME BAŞKANI: Hakkında dava var mıydı o süreçte?

TANIK FATİH KILIÇ: Tabii tabii ben aranıyorum efendim ben 11 Temmuz sabahından beri.

MAHKEME BAŞKANI: Firariydin.

TANIK FATİH KILIÇ: HUKUK İMAMI OLARAK ARANIYORUM, HUKUK İMAMI OLARAK ARANIYORUM kaçıyorum zaten." (sayfa 25)

Fatih Kılıç’ın gruptan genç kişilerin güya ifadelerini yönlendiren kişi olması:

"Mesela bazı genç çocuklar vardı içeride olan, daha örgüte yeni gelmiş onlara dilekçelerini özel olarak biz yazardık." (sayfa 27)

Fatih Kılıç’ın, müvekkilin güvendiği kişi olduğu için savunmaların kontrolünün kendisine bırakıldığı iddiası:

"Bütün sanıkların tutuklu tutuksuz bütün sanıkların savunmalarını Adnan Oktar avukatlar aracılığıyla bizlere yaptırdı, yani güvendiği kişilere kendi kontrolünde yaptırdı…" (sayfa 31)

(NOT: Müvekkil Adnan Oktar, gruptan hiç kimsenin savunmasına müdahale etmemiş, hiçbir zaman böyle bir ihtiyaç da duymamıştır. Dahası, müvekkile 7 yıldır uygulanan avukat kısıtlılığı kapsamında görüşlerin anı anına dinlenmesi ve sesli ve görüntülü kayda alınması durumu dikkate alındığında, böyle bir müdahalenin gerçekleşmediği kayıtlı olarak da ortadadır. Burada bu izahlar, Fatih Kılıç'ın grupta kendi yerinin yöneticilik olduğunu izah ettiği izahlar olması bakamından dikkate sunulmuştur.)

Fatih Kılıç’ın, hukuki her detayın kendisine sorulduğu iddiası:

"…tabi bazı içinde hukuki detay olan konuları da teyit alıyorlar, bakıyoruz biz, kendimizce bunda risk var yok diyoruz." (sayfa 31)

Fatih Kılıç’ın, sözde hiyerarşide aşağıda olan kişilerle muhatap olmadığı iddiası

"MAHKEME BAŞKANI: Bu konuda senin Berat ile birebir bir şeyin oldu mu?

TANIK FATİH KILIÇ: Ben birebir olmadı efendim, Berat çünkü biraz daha sempatizan ayarında bir çocuktu, BEN ONUNLA MUHATAP OLMAZDIM yani." (sayfa 32)

"MAHKEME BAŞKANI: Adem Mücahit Aydoğan

TANIK FATİH KILIÇ: Adem Mücahit Aydoğan da efendim bu yine internet işlerinde ben Adem Mücahit Aydoğan’ı tanımam, dediğim gibi Berat Kartal gibi, yani biz çok hani operasyondan sonra sempatizanlarla falan ÇOK MUHATAP OLMADIK, zaten gizli kalıyoruz, SEMPATİZANLAR DAHA ALT TABAKADIR." (sayfa 34)

Fatih Kılıç’ın, tüm gizli ve önemli bilgileri sadece kendisinin bildiği iddiası:

"…aralardan derelerden duyduklarımız, öğrendiklerimiz, ki BUNU DA BEN BİLİYORUM, BENDEN BAŞKALARI BU KADAR BİLGİ DE BİLMEZ." (sayfa 42) 

Ana Davada Müşteki ve Etkin Pişman Olan Diğer Kişilerin Fatih Kılıç ile İlgili İfadeleri:

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana dava dosyasında yer alan bir kısım müşteki ve etkin pişman sanık ifadelerinde, Fatih Kılıç'ın “HUKUK İMAMI” veya “ADLİYE İMAMI” olarak nitelendirildiği görülmektedir. Bu ifadelerden bazıları şunlardır:

Müşteki Mehmet Emin Koç: “Fatih Kılıç…Adliye imamı”

Müşteki Özkan Deniz (Mamati): “Fatih Kılıç…Adliye imamı”

Müşteki Ramazan Manay: “Fatih Kılıç…Katiplere rüşvet verdiğini bizzat kendisi söyledi.”

Müşteki Ümit Kuruca: “Fatih Kılıç…Adliyelerde rüşvet vererek iş görür.”

Etkin pişman sanık Adnan Tınarlıoğlu: “Fatih Kılıç…Perpa Hukuk bürosu sorumlusu.”

Etkin pişman sanık Ceyhun Gökdoğan: “Fatih Kılıç…Ofisin idari sorumlusu. Tabiri caizse ofisin patronu”

Fatih Kılıç ile ilgili diğer ifadeler:

Etkin pişman sanık Bilge Tok (14.07.2018 tarihli emniyet ifadesinden):

"Ben önce örgütün 1999 yılındaki operasyonu ile ilgili davalara katılmaya başladım. Adliye kanadından sorumlu olan Fatih KILIÇ, dosyalara bakan hakimler ile ilgili nerelidir, hangi görüşe sahiptir, hangi mahkemelerde çalışmış gibi bir hukuki bilgiye sahipti."

"Örgütün hukuk birimi Fatih KILIÇ,… isimli şahıslardır."

Etkin pişman sanık Ceyhun Gökdoğan (27.07.2018 tarihli emniyet ifadesinden):

"Ben avukat olduğum için görünürde ofis benim adıma görünüyordu, ama gerçekte ofis bana ait değildir. Benim ayrıldığım 2013 yılı Eylül ayı tarihine kadar ofisin idari sorumlusu Fatih KILIÇ idi. OFİSTE İLGİLİ İŞLER VE TAKİBİ FATİH KILIÇ'TAN SORULURDU. Nitekim Avukat Bilge TOK'un ifadesinde geçen ve bana da ifademde sorulan soru da olduğu gibi Bilge TOK'un ifadesiyle FATİH KILIÇ, OFİSİN TABİRİ CAİZSE PATRONUDUR."

Etkin pişman sanık Fatih Mehmet Doğan (05.09.2018 tarihli emniyet ifadesinden):

"Diğer yandan benden de herhangi bir ad altında herhangi bir para talep edilmedi ben de herhangi bir ödeme yapmadım. Bilakis takip ettiğim davaların yasal veya anlaştığımız avukatlık ücretlerini örgüt üyesi ve Rota Hukuk Bürosu çalışanı olan Fatih KILIÇ tarafından genellikle benim veya çalışanlarımın banka hesabına gönderirdi."

Özellikle Operasyon Sonrası, Fatih Kılıç'ın, Tüm İşlerden Sorumlu Tek Kişi Olduğuna Dair Mahkemeye Sunduğu Deliller:

Fatih Kılıç, mahkeme heyeti karşısında “tanık” sıfatıyla verdiği ifadesinde klasörler dolusu elektronik posta yazışmalarından bahsetmiş ve bu yazışmaların iddialarını desteklediğini iddia etmiştir. Söz konusu yazışmalarda yer alan email adreslerinin kime veya kimlere ait olduğu belli değildir. Ancak Fatih Kılıç, bu hesaplardan birinin kendisine ait olduğunu söyleyerek bu yazışmalara hakim olduğunu iddia etmiştir.

Önemle belirtmek isteriz ki, söz konusu dijitaller, Fatih Kılıç tarafından emniyete teslim edilmiş olan belgelerdir ve bu elektronik postaların SAHTE olabileceği ve bunlara DIŞARIDAN MÜDAHALE EDİLMİŞ OLABİLECEĞİ bizzat İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ SİBER ŞUBE RAPORU İLE TESPİT EDİLMİŞTİR. Bir an için bu yazışmaların gerçek olduğunu varsaysak da, burada yazışmaları yapanların kimler olduğunun tespiti mümkün değildir. Ancak Fatih Kılıç'ın hesaplardan bir tanesinin kendisine ait olduğu kabulüyle yola çıktığımızda, buradaki yazışmalara göre Fatih Kılıç:

  • Tüm hukuki işlemlerin nasıl olması gerektiğini belirleyen ve sözde örgüt üyelerini buna göre yönlendiren,
  • Tüm savunma sürecinin kendi kontrolünde ilerlemesini isteyen ve her aşamada mutlaka kendisi ile “istişare” edilmesini şart koşan,
  • Yapılacak hukuki savunmalara yönelik tavsiyeler veren, sözde örgüt üyelerini sık sık uyaran ve onlara yönlendirmeler yapan,
  • Tüm süreçleri yakından takip eden, BİLİNMEYENLERİ BİLEN ve STRATEJİ BELİRLEYEN,
  • Sosyal medya paylaşımlarına yönelik TALİMATLAR VEREN,
  • Yargılama sürecindeki tüm aşamalara vakıf olmaya çalışan, mevcut çalışmaları görmek isteyen, diğer avukatların neler yaptığını öğrenmek ve onları yönlendirmek isteyen,
  • Firari olduğu bilinen kişilerle de irtibatta olan, kimin nerede ne yaptığını bilen, konular hakkında tek bilgisi olan

Kişi olarak kendisini tanıtmıştır.

Hukuki değer taşımayan söz konusu dijitalleri kesin olarak kabul etmemekteyiz. Ancak huzurdaki dosyada yöneticilikle yargılanan diğer kişilerin de sadece benzer beyanlara göre hüküm giydikleri dikkate alındığında, Fatih Kılıç'ın da bu kapsamda değerlendirilmesi ve HUZURDAKİ DOSYADA YÖNETİCİLİK İSNADI İLE SANIK OLARAK YARGILANMASI elzem görünmektedir.

Hatta göründüğü kadarıyla, operasyon sonrası süreçte, kendi deyimiyle HER ŞEYİ YÖNLENDİREN TEK KİŞİ OLMASI sebebiyle, YÖNETİCİLİKLE YARGILANMASI GEREKEN YEGANE KİŞİ OLDUĞU ORTADADIR. Söz konusu durumun huzurdaki dosya kapsamında mutlaka değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Sonuç:

Başından beri ısrarla belirttiğimiz ve tüm Türkiye'nin de ayan beyan bildiği gibi, Adnan Oktar davası, oldukça kapsamlı planlar üzerine oldukça kapsamlı oyunlar oynanan bir dosyadır. Kuşkusuz bu planı kuranlar da, bu yargılamaları yapanlar da, aleyhe kamuoyu oluşturanlar da, karalama faaliyetlerini yürütenler de bu gerçeği çok iyi bilmektedirler. Aslında 7 yıldır, tüm Türkiye'nin önünde oyun oynanmaktadır ve bu oyuna tüm halkımız şahittir.

Bu oyunun benzerleri şu an farklı cenahlara yönelik de oynandığından, hukukta kumpas söz konusu olduğunda aynı yöntemlerin işlediğini görmek şaşırtıcı olmamaktadır.

Bütün bunlardan hareketle, bu grubu yargılayan hakimler de, ortada bir suç, bir örgüt ve dolayısıyla bir hiyerarşi olmadığını gayet iyi bilmektedirler. Şu anda yarısı kadınlardan oluşan sözde yöneticilerin 7 yıldır hapiste tutulmasının tek sebebi, MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARINI DAĞITMA VE YOK ETME HIRSIDIR.

Ortada bir suç, bir örgüt ve bir hiyerarşi olmadığı için örgüt yöneticiliği vasfını da kabul etmemiz mümkün değildir. Fatih Kılıç'ın bu dosyada yönetici sanık olarak yargılanması talebimiz, bu dava kapsamında bir örgüte ve onun hiyerarşisine inandığımız anlamına gelmemektedir.

Ancak, şayet ana davada;

  • 7'Sİ KADIN 13 KİŞİ YÖNETİCİLİKLE YARGILANIYORSA,
  • BU KİŞİLER HALA CEZAEVİNDE İSELER,

Ve şayet huzurdaki davada;

  • 2 KADIN YÖNETİCİLİKLE YARGILANIYORSA,
  • UZUN SÜRE BU SEBEPLE CEZAEVİNDE KALDIYSALAR,

Ve tamamının;

  • yargılanma sebepleri SADECE BEYAN ise
  • bu beyanlar, Fatih Kılıç'ın kendisi hakkında ve müşteki ve etkin pişmanların Fatih Kılıç hakkında söyledikleri ile TAM OLARAK UYUMLU ise,

O ZAMAN FATİH KILIÇ'IN DA BU DAVADA YÖNETİCİLİK SUÇLAMASI İLE SANIK OLARAK YARGILANMASI ÖNEMLİ BİR ŞART HALİNE GELMİŞTİR.

Elbette müvekkil ve arkadaşları, bütün bu suçlamalardan mutlaka aklanacaklardır. Dolayısıyla, Fatih Kılıç için de aynı durum geçerli olacaktır. Ancak o vakte kadar karşımıza çıkan ve müvekkil ve arkadaşlarına dayatılan uygulama bu olduğuna göre, bu uygulamanın Fatih Kılıç bakımından da hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.10.06.2025

Adnan Oktar müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski