
İSTANBUL 1 AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
DOSYA NO: 2024/74 E
SUNAN: Adnan Oktar
MÜDAFİ: Av. Mert Zorlu
KONU: Müvekkilin Edirne, Erzurum ve Van’a kendi istediği dışında zorunlu sevkle gönderilmiş olmasındaki hayır ve hikmetleri bilgilerinize arzıdır.
AÇIKLAMALARIMIZ
Müvekkil Adnan Oktar’ın inancına göre; Allah kaderde takdir ettiği sonsuz hayır ve güzellikleri zahiren müvekkilin aleyhine gibi görünen kararlar ve uygulamalarla müvekkile nasip etmiştir. Bilindiği üzere müvekkil 2018 Temmuz ayında tutuklandıktan sonra önce Türkiye’nin en batı noktasına Edirne’ye oradan Doğu’ya şehir merkezi rakımı en yüksek, Güneş’in doğrudan sipersiz ulaştığı il olan Erzurum’a ve iki sedde sahip olan Van’a sevk edilmiştir. Müvekkil zorunlu sevkle kendi isteği dışında bu illere götürülmüştür. Gönderildiği her yer müvekkil için iyilik ve güzellik olmuştur. Kuran’da ahir zamanı anlatan bazı kıssaların nasıl tahakkuk ettiğini ve bu ayetlerdeki önemli bilgileri görmesi de bu sevklerin hayırlarından biri olmuştur.
Müvekkil Adnan Oktar’ın bu konudaki düşünce ve görüşleri şöyledir:
MÜVEKKİLİN HER SEVKİYLE BİR HAYIR AÇILMIŞ, BİR SIR AYDINLANMIŞTIR
Allah Nur Suresi 31. Ayet başta olmak üzere onlarca Kuran ayetinde dünyaya İslam ahlakının hakim olacağını müjdelemiştir. Müvekkil Allah’ın vaadinin hak olduğuna iman etmektedir. Peygamberimiz (sav), Allah’ın vahyi ile Hz. Mehdi’nin zuhurunu, alametlerini ve geldikten sonra vesile olacağı güzellikleri anlatmıştır. Müvekkil Peygamberimiz (sav)’in muhbir-i sadık (doğru haber veren, verdiği haber güvenilir ve doğru) olduğuna inanmaktadır.
Allah’ın vaadinin hak Peygamberinin sözünün doğru olduğunu bilen bir insan olan müvekkil Adnan Oktar Hz. Mehdi’nin zuhurunu şevkle ve heyecanla beklemekte, nesillerdir beklenen, her peygamberin ümmetine müjdelediği, sahabenin dahi kendi dönemlerinde sevgiyle özlemle bekleyip görmek istedikleri Mehdi’ye zemin hazırlamak için gayret etmektedir. Mehdi’nin bir öncüsü ve talebesi olarak da Mehdi’nin yaşayacağı olayların bir benzerini yaşamaktan onur duymakta, yaşadığı olaylarda Mehdiyetin izlerini gördüğünde şükretmektedir.
Özellikle 2018’deki polis operasyonu sonrasında, birçok ahir zaman alametinin ardı ardına gerçekleşmesinin yanı sıra Kuran’da haber verilen ve ahir zamanı anlatan kıssaların manalarının aydınlanmasına da şahit olmuştur.
HZ. ZÜLKARNEYN’İN YOLCUKLARINDA MEHDİYETİN MÜJDELERİ VARDIR
Peygamberimiz (sav)’in hadislerine göre Kehf Suresi baştan sona Mehdiyeti ve ahir zamanı anlatmaktadır. Hadislerde Deccalin çıktığı devir olan ahir zamana ulaşan müminlerin Deccaliyetten korunmak için Kehf Suresi’ni okuması gerektiği bildirilmiştir. Bunun anlamı, ahir zamanda Deccaliyetin fitnelerini gören müminlerin Kehf Suresindeki kıssalara bakarak bu fitnelerin son bulmasını sağlayacak tek çözüm olan Mehdiyeti görüp tanımaları ve bilmeleridir.
Her kim Kehf Suresi’nin evvelinden on ayet ezber ederse Deccal’in fitnesinden korunmuş olur. (Sünen-i Ebu Davud, 5/121)
Nevvas b. Seman el-Kilabi’den (ra) rivayet edilmiştir:
Sizden kim Deccal’e yetişirse Kehf Suresi’nin evvelini onun üzerine okusun. Bu surenin sonu Deccal’in fitnesinden kurtuluşunuzdur. (Sünen-i Ebu Davud, 5/122)
Peygamberimiz (sav) Kehf Suresi’nin önemine dikkat çektiği gibi Kehf Suresinde geçen Zülkarneyn kıssasına da özel olarak değinmiştir. Hadislerde Mehdi’nin de tıpkı Zülkarneyn gibi dünyaya hakim olacağı bildirilir. Bu sebeple Zülkarneyn kıssasında Mehdiyete dair bir çok sır ve önemli bilginin verilmektedir.
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)
Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi. (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
Kuran’da Zülkarneyn kıssasında Zülkarneyn’in 3 AYRI YOLCULUK yaptığı bildirilir. Bu yolculuklardan
- Birincisi EN BATIYA BATAKLIKLAR OLAN BİR YERE,
- İkincisi DOĞU’YA GÜNEŞ’İN İNSANLARA SİPER OLMADAN ULAŞTIĞI YERE,
- Üçüncüsü ise İKİ SEDDİN ARASI OLAN YERE
1. YOLCULUK:
Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırız
O da, BİR YOL TUTTU. Sonunda GÜNEŞİN BATTIĞI YERE KADAR ULAŞTI ve onu KARA ÇAMURLU BİR GÖZEDE batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin." (Kehf Suresi, 85-86)
Türkiye'nin en batısındaki şehir EDİRNE’dir. Ayette "kara çamurlu bir göze" denilerek (göze=su kaynağı), bataklık olan bir alan tarif edilmektedir. Edirne’nin en büyük ırmağı olan Meriç nehrinin deltası BATAKLIKLAR BARINDIRAN bir coğrafyadır.
Dedeağaç sancağı: kuzeyden EDİRNE, doğudan Gelibolu, batıdan Gümülcine sancakları ve güneyden Adalar denizi ile çevrilidir. Arazisi bazan dağlık ise de Meriç nehrinin geçtiği yerler ile nehrin mansabı civarı DÜZ VE BATAKLIKTIR. Bununla beraber havası mutedil olup, İnöz (Enez) civarı bazı hastalıklara maruzdur. (19. Asırda Edirne Vilayeti Coğrafyası, Prof. Dr. Ramazan Özey)
2. YOLCULUK:
Sonra (yine) BİR YOL TUTTU. Sonunda GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERE KADAR ULAŞTI ve onu (GÜNEŞİ), KENDİLERİ İÇİN BİR SİPER KILMADIĞIMIZ bir kavim üzerine doğmakta iken buldu. (Kehf Suresi, 89-90)
ERZURUM ayette bildirildiği Doğu’da olan ve Doğu’nun rakımı en yüksek olan şehridir. 1890 M YÜKSEKLİK İLE TÜRKİYE'NİN EN YÜKSEK RAKIMLI ŞEHİR MERKEZİNE sahiptir. Şehir yüksekte olduğu için GÜNEŞ IŞINLARI şehir halkına, ENGELLENMEDEN yani HERHANGİ BİR SİPER OLMADAN DOĞRUDAN ULAŞMAKTADIR.
3. YOLCULUK:
Sonra BİR YOL (DAHA) TUTTU. İKİ SEDDİN ARASINA kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde HEMEN HEMEN HİÇBİR SÖZÜ KAVRAMAYAN BİR KAVİM buldu. (Kehf Suresi, 92-93)
Zülkarneyn’in üçüncü ve son yolculuğunda İKİ SEDDİN olduğu bir yerdir. Kuran'da anlatılan bu tarif, ülkemizin EN DOĞU SINIRINDA OLAN, İKİ BÜYÜK SEDDE SAHİP VAN ŞEHRİDİR. VAN’DA İKİ SET VARDIR.
BU SETLERDEN BİRİNCİSİ GÖKYÜZÜNDEN GÖRÜNTÜSÜYLE ÇİN SEDDİNE BENZETİLEN TARİHİ VAN KALESİDİR.



VAN’DAKİ İKİNCİ SET İSE AHİR ZAMANDA İNŞA EDİLEN SEDDİR




Van-İran sınırına içinde bulunduğumuz ahir zamanda, Mehdiyet alametlerinin bir bir ardı ardına gerçekleştiği dönemde, adeta Mehdi’nin zuhurunun bir müjdesi olarak bu seddin inşa edilmesi Allah’ın kaderde belirlemiş olduğu takdiridir.
Özetle, ayette haber verildiği üzere Zülkarneyn’in üçüncü yolculuğu İKİ SEDDİN OLDUĞU ŞEHRE YANİ VAN’A gerçekleşmiştir. Zülkarneyn İKİ SEDDİN ARASINA ULAŞMIŞTIR.
Sonra BİR YOL (DAHA) TUTTU. İKİ SEDDİN ARASINA kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu. (Kehf Suresi, 92-93)

Müvekkil Adnan Oktar’ın Zülkarneyn’in 3 ayrı yolculuğunun olduğu yerlere sevk edilmiş olması, kendi istediği dışında Edirne, Erzurum ve Van’da tutulması bir Mehdi talebesi olarak sevinç duyacağı, nimet olarak gördüğü bir tevafuktur.
Sonuç olarak;
Her ne kadar müvekkilin hayatındaki Mehdiyetle ilgili benzerlikler iddianamelerde ve bir kısım basında Mehdilik iddiası gibi yorumlansa da Müvekkil Adnan Oktar’ın hiçbir zaman böyle bir iddiası olmamıştır. Olmayacağına da defalarca yemin etmiştir.
Mehdi’ye talebe olmayı gönülden isteyen ve İslam ahlakının hakim olması için çaba gösteren her salih müminin hayatında Mehdi ile benzerlikler olması doğaldır. Nasıl ki her talebe mürşidinin izlerini üzerinde taşır ve mürşidinin yaşadıklarının benzerlerini yaşarsa, Mehdi talebesi olmaya azmetmiş tüm salih müminler üzerinde de Mehdiyetin izleri olur. Bu izler kişinin çabası, salih niyeti ve duası oranında bazılarında çok bazılarında az olabilir. Müvekkil daha önce de vurguladığımız gibi hayatı boyunca Mehdi’ye zemin hazırlamayı sorumluluk olarak görmüş ve azmetmiş bir insan olduğundan bu benzerlikler yoğun olmaktadır. Müvekkil bu benzerliklerden özel bir anlam çıkarmamakta, bu güzellikleri sadece şükür ve sevinçle karşılamaktadır. Müvekkilin özel bir kastı yokken kendisini sırf bu benzerlikler sebebiyle Mehdilik iddia etmekle suçlamak ise vicdani ve hakkaniyetli olmayacaktır.
Kaldı ki müvekkilin hayatında Mehdi ile olan benzerliklerin hiçbiri özel tasarlanmış ya da kendi isteği ve iradesiyle gerçekleşmiş şeyler değildir. Müvekkil Adnan Oktar Zülkarneyn’in yolculuk yaptığı Edirne, Erzurum ve Van’a kendi isteğiyle gitmemiştir. Kendisi bunu organize etmemiş, belirlememiştir. Tamamen kendi iradesinden bağımsız olarak, hatta zahiren aleyhine gibi görünen gelişmeler neticesinde bu yolculukları yapmıştır.
Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz. 10.10.2025
Adnan Oktar
Müdafi
Av. Mert Zorlu